Bu satırlar yazılırken tarih, 2014’ün 4 Temmuzunu gösteriyor. Bundan yirmi yıl önce bugünü yazan ya da hayal eden olmuş mudur bilmiyorum fakat olduysa da eminim ki o edilen hayalin sınırlarını aşalı çok oldu. Hayallere göre daha cüretkar oldu bu dünya ve çok hızlı değişti, yol kat etti, adına ne derseniz artık.
1994 Yılında olup 2014’ü yani bugünleri az yanılgıyla hayal ya da akıl edebilir miydik? Hiç sanmıyorum açıkçası. Öylesine takip edilemez bir hal aldı ki zaman ve zamana bağlı olarak gelişen gelişmeler, önceden hayal etmeyi geçtim, şu an içinde olan bizler dahi hala yetişemiyor ve akıl edemiyoruz birçok şeyi. Çok değil, bundan yirmi yıl önce akıl ve hayal edilemeyenleri yaşadığımıza göre kim bilir yirmi yıl sonra nelere tanıklık edeceğiz. Bunu söylerken tabii ki, gelişen teknolojiyi es geçmeden söylüyorum. Öyle görünüyor ki, bundan yirmi yıl öncesinden bugüne değin olan değişimlere göre çok daha fazla değişime tanık olacağız önümüzdeki yirmi yıl.
Bugün arkaya dönüp baktığımızda neleri garipsiyoruz mesela? Saç stilleri, filmler ve replikleri, giyim kuşam, filmlerdeki diksiyonlar… Nasıl bunlar sizce? Öyle sanıyorum ki hemfikir olduğumuz noktalardan sadece bir kaçı bunlar. Tabii bunları garipsememizin sebebi asla doğru veya yanlış olmaları değil, bugünden farklı olamaları. Bunlar, bizim tanık olduğumuz ya da olmadığımız geçmiş yirmi yıla götürüyoru bizi. Peki, yirmi yıl sonra bugün? Yani 2034’te neleri garipseyeceğiz dersiniz…
Cep telefonları nasıl? Şimdi çoğumzun olmazsa olmazı cep telefonlarımız güldürü öğesi olacak mıdır, ne dersiniz? Sosyallik nasıl bir başlık mesela yirmi yıl sonrası için? Şimdiden bozulmaya başlayan ve mekan değiştiren sosyallikten dem vuran kalacak mıdır yirmi yıl sonra? Şimdi kendimizi iyi hissettiğimiz hangi kıyafetimize gülünecek dersiniz? Hangi saç stilimize katıla katıla gülecek çocuklarımız?
Bu soruların ortak paydası, şimdilik hiçbirinin kesin yanıtı yok. Ömrümüz yettikçe gözlemleyerek, karşılaştırarak farklara tanık olacağız. Açıkçası benim açımdan merak konusu bu durum.