Ah be anne! Keşke doğurmasaydın beni. Bu köhne dünyaya yeni bir insan vaad etmeseydin keşke.
İnsanlar konuşmayı annelerinden öğrenirmiş. O yüzden ana dili diye bahsederiz hep kendi dilimizden. Ben ana dilimi bile öğrenemedim anne. Herkese anlatıp derdimi paylaşmak yerine,insanlar hep ”sus dilini” öğretti anne. Ondandır konuşamamalarım.
Çocukken ”sobaya değme yakar” dediğin gibi hayatı sarma oğlum deseydin keşke! Dokunduğum her şeyin izi geçti de, hayatın izi geçmiyor be anne. Elimde tutamadığım hayatın acısı sobalarınkinden daha acı, daha gerçek anne…
Sen benim ilk öğretmenimdin anne. Keşke okuma-yazma öğretirken hayatın tecrübelerini de anlatsaydın be anne. Çocuk aklıma aldanıp anlatmadıkların, şimdi aklımı kemiren tahta kurularına benziyor anne. Oysa ne mutlu olmuştum okuma-yazmayı öğrendiğimde. Haddimizi mi aştık be anne. Şimdi satır aralarıma sığdıracak kadar bile mutluluğum kalmadı anne.
Evladın kaderi anneye benzermiş derler. Seni de mi bu kadar yordular anne? Hayatın beni yorgunlukla yoğurması kimin kaderiydi anne? Sitem yok cümlelerimde. Sitemim azıcık insanlara ve kaderime anne. Bu kader üzerime hiç yakışmadı. Sanki ” bir beden büyük al, seneye de kullanırsın ” dermiş gibi büyük oldu anne. Emanetmiş gibi duruyor üzerimde.
Ah be anne! Dünyanın en şefkatli insanı sendin benim gözümde. Düşerken ondandı ”anne” diye zırıl zırıl ağlamalarım. Düşüp bir yerimi kanattığımda sen biraz kızardın dikkatli olsana oğlum diye, ama sonra hemen sarardın yaralarımı şefkatli ellerinle. Sevginle tedavi ederdin beni.
Şimdi bana öğrettiğin yazmayla, yazdıklarımdan kan sızıyor be anne! Hangi satır aralarımı azarlayıp, sonra şefkatle sarayım? Baksana anne. Ben o kadar da şefkatli değilim herhalde. Artık satır aralarımdan kan damlıyor.
Ben hep derdim ya sana ” ben insanlara yara değil, merhem oldum hep kanayan yaralarına ” diye, merhemler de acı çekermiş be anne. Bir insanın en zor şeyi kendi yaralarına merhem olmakmış anne.
Bu saatten sonra gözlerin gibi umutla bakan, parlak bir hayat umamam anne. Her uykumda gözlerimi açmamak için dualar eşliğinde bırakıyorum kendimi gecelere… Anlayacağın anne: ‘Bu hayata ben yakışmadım anne… Siyahın içindeki beyaz kadar eğreti durdum bu hayatta. Halbuki ben hayatı bütün eğrileriyle kabul etmeye hazırken…’
2 comments
Lütfen bu kadar kan damlamasın bayadır da yazmıyorsunuz acı hayatın her alanında var insanız ne yaparsın öğrenmeye geldik bu hayatta Rabbimize sığınmayı…Dilerim kanayan yer kalmaz olur merhem bulursunuz…
eyvallah… teşekkür ederim…