Unutuyorsun inan. Valla bak… samimi söylüyorum. Bir yaranın yerini bazen öteki yara sarıyor, ya da bazen o yarayı mutluluk kapatıyor ama unutuyorsun unutman gerekenleri. Kim, hep sevmek ve hiç unutmamak için yaşamış ki? Acıtıyor belki zamandan bağımsız ama unutuyorsun.
Kırık kalbe hazan dersi veriliyor, yaz sıcağı ve kavurmalı bir telaş içinde o anda bir de unutuyorsun. Hep aklında gezen, kalbinde sonsuz zannettiğin o bulamaçlı sevda kükürtünde bir deli gezen gibi olduğunu sevdiğin hallerinde bile onu unutuyorsun.
Valla bak… İnan… Kim, hep sevmek ve hiç gitmemek için yaratılmış ki? Kaçırma aklını bir giden için tımarhaneden. Darp raporu aldırma kalbine. Unutuyorsun, unutursun, Şeref günbegün dizilip soluğunda bir gurur örtüsüyle örter yaralarını; İnan ki unutursun.
Belki bir hafta, belki bir ay, belki bir yıl sonra. Zamandan bağımsız. Göz göre göre sana sokulan hatırlamak acısıyla çarpışa çarpışa bir gün elbet unutursun. Alzheimer sevdaların bir an olsun hatırlanış partisinde kadeh kaldırırken bir gidene, sorarsın “kimdi bu benden giden?” diye… Adını bile unutursun.
Doğmaz, yatmaz kalbinin solunda. Karanlıktan korktuğun zamanki buklelerin düşer önüne, toplarsın saçını da kendini de. Bakarsın yine aynadaki sana sevgiyle.
Diyorum sana, valla bak… Unutuyorsun kızım, samimi söylüyorum. Takıntılı yâr sokağında hangi numarada hangi apartmanda oturduğunu sormaya başlıyorsun, takıntıların bile hatırlatmıyor gideni sana. O derece unutuyorsun. Kırmızı Işık’ta dururken dinlediğin o şarkı bile sarı ışığın bekletmek lüksü kalıyor, sen onu beklemiyorsun. Canın çekmiyor ötelendiğin o sevdayı. Yere düşmüyor gururunun halka tanık soytarılığı…
Unut, umut; bir harf değişimi işte.
Unut, umudun hatırlansın. İkisi bir arada yaşamıyor maalesef. Unutuyorsun, gerçekten… Bir kere karşılaşsan selamın herkesleşecek. Ona parlamayacak göz kuşağın.
Unutuyorsun; elbet. Kim, sadece çok sevmek ve unutanı hiç unutmamak için yaşamış ki?
Sakın söyleme; “Ben!” diye. Elaleme açık etme, onca dil döktüm sana. Öyle kızarmış ve tanınmış gibi bakma kalbim. Unutuyorsun, samimi söylüyorum bak… Benden ayrı o yaşıyorsa ondan ayrı ben mutluluğun ta kendisiyim diyerek bismillah kapısını açıyorsun; bunu yapıyorsun.
Çipil çipil bakma, saati de gösterme bana. Sabah oluyor, biliyorum. Her gece, sabaha açılan yalnız bir elveda değil mi? Unutuyorsun. Samimi söylüyorum, yemin ederim. Gerçekten…
Acıyorsun. Ah! Kalbimin kopan dün teli…
Dilara AKSOY