Tam olarak sessiz kalmak istedigim, kendimle olmak istedigim, iste bak sukunet yalnizligindan hosnut olabilmekte dedigim anda, kapim calindi uc defa. Ummadigin zaman,ummadigin insanlar cikar ya karsina, tedirgin olursun kapiyi acmakta, aralikla bakarsin gozlerin disarida, o araliktan sizmasini hem ister hem de korkarsin. Sizabilirse zaten savunmasiz kaldigin evine girerdi. Simdi o ikilemde duruyorum, tam ortasinda. Kapim aralik, kapiyi acmaktan korkuyorum, kapiyi acip iceri davet etmekten.
” Kim o ” demekten cekiniyorum. Çünkü kime kim o dediysem, o kisacik soru hayatimin dongusu oluverirdi , merak getirirdi pesinden, hic dusunmeden suruklenip giderdim. Kendine itiraf edemedigin gerceklerle, aslinda anlamadan yuzlesip,ic suzgecten gecirdigin anda, aynada kendine bakarmiscasina verdigin o kisa cevap, beyninde buyuk bir karmasaya sebep olurdu ve tam o anda sanki tum icini kaplayan bir tehdit yumagi olusurdu. Ben de hep bu vakitler gizlice muzigimi acar,yagmuru izlerdim. Dusunurdum. Dusunmek bir kacis yolu gibi gozukse de, hayir; dusunmek pesisira gelmeyen sorular,karmasalar,meraklar getirirdi. Simdi kendimi biraz olsun sakinlestirmek icin yaziyorum. Yaziyorum ki icimdeki bu bilinmezligi akitabileyim. Bu karmasanin,bilinmezligin Aralik ayiyla ilgisi varmiydi bilemem ama benligimin aralik olmasiyla cok buyuk ilgisi vardi..