İnsanın bazen kendine anlatması lazım kendini, en zoru
kendinle yüzleşmek, kendini ona dönüştürmüşsen nasıl yüzleşebilir ki insan
kendiyle, nasıl konuşabilir ki onunla konuşur gibi? hiç onunla konuşulur mu? o
artık unutuldu. insan hiç kendini unutur mu? gözler desen saatte bir koca seneyi
bitirir olmuş. bir kış soğuğuyla donuklaşır, bir yaz yağmuruyla ıslanır, ama hiç
yeşermez ilkbaharın çiçekleri. ilkbahar yerini hep sonbahara bırakır. o sonda
kalmasın diye. ne yapsındı sanki, sevdalanmış bir kere! ilkbahar sonbahara
sevdalıdır. ona bütün çiçeklerini sunar, bütün yaşama gücünü verir. ama sonbahar,
ya sonbahar ne yapar dersin? tüm çiçeklerini soldurur baharın. tüm hayatını
öldürürcesine bir hüzünle kaplar ortalığı. bütün sevilenler gibi, bütün gidenler
gibi sonbahar da öldürür aşkı yapraksız sivri dallarıyla ve çekip gider yeniden.
yokluğu mu?! yokluğu soğuk, yokluğu karanlık gecelerdir artık, cılız bir ateş
yanar bu kışın ortasında, kimi zaman bir rüzgar eser, körükler alevi, yakar biraz,
evet yakar biraz ama geçer. yine yerini soğuğa bırakır. buz tutmuştur artık
ilkbaharın gözyaşları. gittikçe soğur alevi ama bir türlü sönmez. hep bir ümit
yanar. sanki o alev kendini söndürecek baharı bekler, buzları eritip gelecek
baharı bekler, baharın aşkını bekler. sonra tam söndü derken o alevin altından,
derinlerden bir tohum filizlenir. ilkbahar hep sever… aşka aşıktır artık o, aleve
aşıktır o, tohuma aşıktır. tohumlar saçmıştır yazın alevinde ortalığa, çünkü
sevememekten korkar. çünkü sevmemekten korkar ve yeniden filizlenir ilkbaharın
aşkı. ne mecnun sevmiştir leylayı, ne ferhat şirini ilkbaharın sonbaharı sevdiği
kadar. onun aşkıyla başlamıştır zaman, sırf soldurmasın diye sonbahar,
ölümsüz çiçekler doğurur toprağın derinlerinden, bu sefer sonbahar yapraklarını
döker ağaçların, dökmesin kırmasın diye sonbahar hayvanları besler, insanları
besler, aşkı koyar her yere, insan nereye baksa aşk nereye baksa sevda, o da
kanar bahara, sabırsızlıkla bekler onu, sonra sonbaharı sever mesela,
sevdasıyla birliktedir, sonra sevdası gider yine, yine kış, yine keder…