Ve bir tene dokunduğunda deprem nedir anlarsın, deprem dudaklarına dokunduğunda ki titremeydi.Deprem, teni tenine değdiğinde aklını kaybetmen sol tarafına düşen ateşin hararetlenmesiydi ve deprem, beyninin içindeki o adamın kokusu,dudakları,elleri,sesiydi.Neredeyse her sevdiğin müziğin notasıydı vücudunun her zerresi, uyurken yanında duran kapalı gözleriydi dünya.Gözlerini açtığında da gülümsemesiydi en güzel günaydın,öpüşüydü. Yarım kalan bi hikayeydi ansızın içinde acıtan boşluk, sebepsiz gidişiydi yaşattığı son deprem, hayal kırıklığıydı, bir daha kimseye duyulamayacak güven, gemiye bindirilip sonsuzluğa uğurlanan bir histi.