beni terk ettiğin o günden beri bıraktım
bir yemin doldurdum kadehime
ruhumun tecellisine değin
takvimden tek bir yaprak dahi koparmayacaktım
söz bildim, gün saymayacaktım
ve senin şiddete meyilli saçların vardı, omuzlarına dek uzanan
konuşabilsem, bir söz söyleyebilsem şayet
7 gün 7 gece karanlığa bürünürdü tüm dünya
üzerine yorgan geçirir gibi
bir öcüden korkup saklanmaya çalışır gibi
gecenin yarısıydı, şehre indim
şehir dediğime bakma, birkaç sokaktan ibaret
sokaklara ait birkaç yıkıntıdan, harabelerden
ve uçları kırık saçlarından oluşmakta, virane..
benzin döküp yakmaya kalksam devletten utanacaktım
küfrü sövüp sayıp savursam tanrıdan korkacaktım
bağırsam, haykırsam o vakit, kurumaya yüz tutmuş güller gibi solacaktım
tek bir yaprak dahi koparmamaya söz verdiğim takvimin
ucuna tutunan o yaprak gibiydim..
başım belli değildi, sonunda ne de olsa uçurumdan atlayacaktım
ölümlü anılarımızın ölümsüz mezarlığına…