Sokaklar hiç olmadığı kadar insandan arınmıştı, gökyüzünde daha önce görünmemiş bir rengin ardına saklanmış olan yıldızlara bakıp paketten bir sigara çıkardı. Ateşle tütünün buluşması ilk kez aşık olduğu anı anımsattı ona, derin bir nefesi ciğerlerine yollayıp köşe başına oturdu. Kimseler yoktu. O da sessizlikle arkadaşlık yapmayı denedi. O sustu sokak sustu. En sonunda sigarayı ağzının yanına sıkıştırıp başladı haykırma “ Dalgasız deniz, sevdasız kalp olmaz derler, nerede insanlar ? Nerede sevdalar ? Dalgalar neden yorar sahilleri ? İnsanlar neden yorar sevdiklerini ? Biz bu sokakta ölmeye mahküm edilmiş maşuklar mıyız ? – “ Kelimeleri balkona çıkan orta yaşlı bir hanım keser “ Sen bugün yenildin diye sahiller yorulmayacak çünkü ; olmasaydı dalgalar olmazdı sahiller, olmasaydı sevdalar değerli, korkmazdı kimseler bu sokaktan. Şimdi arkadana bakmadan koş, nefesin kesildiğinde elbet kayıplarından kazanmış olacaksın. Durma… “