Hayatın eskisi gibi olmadığı gerçeği ne kadar klasik bir tabir haline gelsede her dile getirildiğinde insanın boğazında düğümleniyor. Kabul ediyorum; zamanın geçmesiyle değişen çevre koşulları, değişen yaşam tarzları, değişen gündemlerle beraber bunun olması gayet normal ama bu değişimin olmasını kabullenemdiğim bazı günler var: Bayramlar. Her zaman rutin hale getirdiğim, sabahları zor ettiğim bayram günlerinin yerini bu kadar sıradan günlerin alması belli bir arayışa sokuyor beni. Tabi bu arayışlar, sonuca varamayışlarla bitiyor. Sonuç alınamayan her düşüncenin sonu da mutsuzluk. Bu bayramla hayatımın heyecansızlığını da fark ettim. Meğer ne kadar da basit yaşıyormuşum. Eskiden şu yaşadığım 500 metrekarelik alana bedenim sığar, hayallerim yer bulamaz her gece bakıştığım aya, yıldızlara taşardı. Şu an sadece 500 metrekarede yaşayan bir insan gibi hissediyorum. Mutluyum, gülüyorum, eğleniyorum çünkü bunun için çok sebebim var. Yanlız gece başınızı yastığa koyduğunuzda sebepsiz bir şekilde huzursuz ve uyuyamıyorsanız. Bunun nedeninin bahsettiğim, sadece bedenen yaşamaktan, geçtiğini anlamak çok da zor olmuyor…