Ben bekleyen, sen beklenendin.
Ben hep bekledim ama
sen hiçbir zaman gelmeyendin…
Bilmiyordum, tanımıyordum gözlerini,
kendi gözlerimde görüyordum bir bakışta sıcak kalbini.
Arafta ruhum pırangalarla boğuşurken,
sıcak bir el sarıyordu, yakıyordu benliğimi,
ve ölum bile güzelleşiyordu beklerken seni.
Sesini duyuyordum uzaklardan,
sessiz ama kararlı, tatlı fakat biraz öfkeli;
Bekle diyordu bu neyin acelesi ? Bekle diyordu ruhumun eşi, isteyenler buluşur bekle !
Gideceğimiz menzil aynı, geride bıraktığımiz izler aynı,
tesadüf müydü bu, yoksa kabul olan bir dua mı?
Bazen uzaklardan gelen nağme oldun kulaklarımda,
bazense tutamadığım göz yaşlarım.
Bazı bazı oldun kalbimde yeşeren bir cennet bahçesi.
ölüm bile güzelleşiyordu orada beklerken seni.
Heyecanlı sabırsız bir çocuk gibi ;
bıktım rüyalarımda görmekten seni.
Yoruldum artık sensiz izlemekten güneşi,
görmek istiyorum gözlerindeki o ateşi.
Düşmek istiyorum kalbine, bulmak istiyorum artık yerimi.
Sensiz kayıbım, körüm, dilsizim,
sensiz yarım bile değilim,
haydi gel artık gel de tamamla beni !
Seslendirmesini de yaptım, amatörüm.