Belki Kağıt Belki Kalem

Şuan buraya hayatınızı değiştirebilecek bir cümle yazabilirim belki.

Ya da tüm milyonerleri, politikacıları, bilim adamlarını

peşimde koşturabilecek bir sır.

Ya da sıradan bir ağaçta sıradan bir yaprağı bile

Kımıldatamayacak güçteki basit bir satır.

Arttırıyorum.

Ve iddaa ediyorum.

Yazdığım bu cümle;

Dünyanın tüm ordularını, atlı askerlerini, keskin nişancılarını,

Yahut nükleer bombalarını

Harekete geçirebilir belki.

Ya da bir mısra yazarım kayıp bir şiirden

Evrenin tüm aşıklarını maşuğunun penceresinin önüne

Diz çöktürebilir.

Şuan buraya sizin için hiçbir anlamı olmayan

Bir cümle de yazabilirim belki.

Bu cümleyi hiçbiriniz  yapamazsınız hatıra defterlerinize.

Belki bu kağıdı ben bile saklamam.

Bir gemi yaparım dünyanın tüm sularını dolaşsın,

tüm limanlarına demir atsın, tüm bekleyenlere umut olsun diye.

Şuan buraya bir nota yazabilirim belki.

Bestelenmemiş bir şarkıdan.

Kimsenin duymadığı beynimin duvarlarında yankılanan bir ses yazabilirim.

Belki bu ses sizi eyleme geçirir, içinizdeki fırtınalara sığınak olur.

Belki bu sestir yıllarca aranıp durduğunuz,

Nerede bir ses duysanız ‘bu o mu’ diye birbirinize sorduğunuz.

Şuan buraya bir isim de yazabilirim.

Belki yıllar belki dakikalar sonra karşılaşacağınız o büyülü insanın ismidir o.

Şuan buraya lanetli bir kelime yazıyorum:

“Belki”

Bu kelimedir ömrünüzü hep ihtimallere zindan eden.

Aklınızı anahtarınızın açmadığı gizemli kapıda bırakan bu kelimedir.

Şuan buraya bir cümle yazamıyorum.

Hayatınızı değiştirecek, sizi eyleme geçirecek, maşuğunuzun önüne diz çöktürecek

Bir kelime yazamıyorum.

Kalemimi bırakıyor,

Kaderin ve de belkilerinin önünde

Pes

Ediyorum.

Saygıyla….