Bu gecelerde olmasa nereye saklanacağımın merakı içerisindeyim. Karanlık ve siyah… Ömrümün ayrılmaz iki parçası. Kimsesizlik içinde sahiplenmeyi bekleyen yüreğim arafın ortasında. Bir de belli belirsiz bir hayal odamda. Hani dokunabilsem; hani sesini duyabilsem kâfi gelecek sen olduğuna. Ele avuca sığmayınca anlıyorum zaten; aklım çıkıp gitmiş şuurumdan.
Bu gecelerde olmasa sırdaş bulmak zor oluyor ömrümde. Sırra kadem basmış çığlıkların, yıldızlara tutunmasıyla ağıt düşüyor geceme. Ve ben en sensiz harfleri düşüyorum günceme. Sahibi belli; ama sahibinden noksan, yetim gözyaşlarıbüyütüyorum gözlerimde. Kimseye söyleyemediğimi şahit tutuyorum kalemime ve satır satır yazıyorum seni gönlüme.
Belli belirsiz dolanırken kalemim satır aralarımda; sözcüklerim dökülüyor yanaklarıma ve içimin ifadesi beliriyor dudaklarımda. Belkide en güzel ifadedir ağlamak. Dilinin dönmediğini yaşlarınla akıtmak. Ya da susuzluğuna kuruyan dudaklarımın; suskunluğunu anlatmak.
Bu gecelerde olmasa şehadet edecek şahit bulmak zor aşkıma. Sessizlik, sensizlik ve bir ölüm boğazımda; son nefescik. Canlı bir yaşamın, yaşayan cenazesinde, ölmeyi dileyen bir hececik. Yokluğunu anlatmam ya da anlaman için; koysana kendini tabuta bir gececik. Sen hiç sensiz kaldın mı ki anlayacaksın sensizliği? Kalsana benim gibi sensiz bir kerecik. Bu geceler de olmasa sarmaş dolaş saramayacağım seni. Burnumun direğini sızlata sızlata çekemeyeceğim kokunu ve dalamayacağım gözlerinin sonsuzluğuna.
Ey gitmeyi marifet sanan sevgilim! geceleri geçtim artık da; gündüzleri bari düşmesen olmaz mı gözümden, yanaklarıma…