Ben bu dünyanın insan ruhu için tek seferlik bir yer olduğuna inanmıyorum. İnsan doğar, büyür, yaşar ve ölür sonra da kıyamet kopup bu dünya yok olana kadar bekler!! Bence böyle değil. Tamam bedenimiz, yaşantımız tek seferlik olabilir ama ruhumuz için hiçbir şey tek seferlik olamaz. Ruhlarımız bu evrene defalarca gelir, birbirinden farklı hayatlar yaşar ve kıyamet günü diğer hayatlarla birlikte gerçek ölümü tadar. Bir düşünün diğer türlü haksızlık olmaz mı ?? Dünyaya bir kere geliyorsun ve şansına ne çıkarsa onunla sınanıyorsun. Bence biraz haksızlık. O yüzden insanların diğer hayatlarını da bir önceki hayatlarının belirleyeceğine inanıyorum. Sen bu hayatını iyi bir insan olarak yaşarsan bir sonrakinde daha iyi şartlarda yaşayıp o şekilde sınanırsın eğer bu hayatını kötü bir şekilde geçirirsen bir sonrakinde kötü bir hayat seni bekler. Burada iyi ya da kötüden kast ettiğim iyi insan kötü insan değil yaşam şartları iyi ya da kötü bir hayat. Sonuçta bir kralla dilencinin hayatı aynı değil. Dilenciye sorsan kral gibi yaşamak ister ama kral dilenci gibi yaşamak istemez. Ben yazar ve şairlerin de diğer insanlardan farkının yetenekleri değil daha önceki hayatlarının olduğuna inanıyorum. Ne kadar çok yaşamışsa bir insan o kadar çok biriktirir, o kadar çok yazar. Bu birikimin farkında değildir yazar ve şairler, yaşananları hatırlayan ruhlarıdır beyinleri değil. O yüzden yazarlar ve şairler bütün eserlerini ruhlarıyla yazar. Bu sadece benim düşüncem. Buna karşı çıkacak bir sürü insan vardır ama ben bunu her konu açıldığında kişi ayrımı yapmadan karşımdakine söylüyorum. İyi yada kötü karşılaması pek umurumda olmuyor. Bu benim düşüncem ve özgürce ifade etmeliyim.