“birisinin zihni
hiçbir zaman
onun kendi zihninden
ibaret değildir,
doğumunda bile.
ve insan
yaşadıkça,
öğrendikçe,
kaybettikçe
bundan
daha da uzaklaşır”
(rüzgârgülü, ayrıntı yayınları)
“bir nesil, bilginin cezalandırıldığı ve cehaletin saadet olduğunu öğrenerek yetişiyor. bir sonraki nesil cahil olduklarını bile bilmeyecek çünkü bilginin ne olduğunu bilmeyecekler.”
ursula k. le guin
“mesajlara dair bir mesaj
çocuklar için yapılan edebiyatın has örneklerini yalnızca fikirlerin aracı olarak öğretmek, eleştirmek, sanat eseri olarak görmemek vahim hata. sanat bizi özgürleştirir; sözcüklerin sanatı, bizi sözcüklerle dile dökebileceğimiz her şeyin ötesine taşır…”
“bir hırsız yaratmak istiyorsanız sahip yaratın.
suç yaratmak istiyorsanız yasalar koyun”
mülksüzler, ursula k. le guin
le guin’den harika bir metin daha..
“fantezi üzerine bazı ön kabuller
gerçekliğimizin kasım kasım kasılan vatanseverliğe, kendinden menkul acımasızlığa alçaltılmış göründüğü amerika’da, yaratıcı edebiyat yiğitliğin ne olduğunu, gücün köklerini araştırmayı, ahlaki seçenekler sunmayı sürdürüyor. imgelem, etiğin enstrümanıdır…”
“amerikalılar ejderhalardan neden korkarlar” başlıklı makalesinde şöyle güzel bir lafı olan yazar.
çocukların elinden hayal güçlerini alırsanız, büyüyünce birer patates olurlar.
“vermediğniz şeyi alamazsınız, kendinizi vermeniz gerekir. devrimi satın alamazsınız. devrimi yapamazsınız. devrim olabilirsiniz ancak…” mülksüzler ile tanıdığım, şu an yerdeniz serisini okuduğum, beni benden alan insan… tavsiye!!!
“dinsiz, sizden farklı bir kutsallığın varlığını bilen biridir sadece.”
“dertlerin sökülmüş kumaşını dikip onaran uyku…” demiş the lathe of heaven’da.
” bilinçli bir zihin, bilerek ve özenle bir bütünün parçası olmalıdır. tıpkı bir kayanın bilinçsiz olarak bütünün bir parçası olması gibi.” cümlesi ile, şahsına duyduğum saygıyı, ölçülendirmekte zorlandığım yazar.
“zamanın akışı içinde yüzen küçük saf alçı kabarcıkları olsak bu hoş bir şey olabilirdi ama durum öyle değil . biz rasyonel varlıklarız. ”
‘hiç kimse cezayı kazanmaz, ödülü de. aklınızı hak etmek, kazanmak gibi fikirlerden arındırın; ancak o zaman özgür düşünebileceksiniz…’
kadınlar, rüyalar, ejderhalar adlı deneme kitabında şöyle der;
“biz, tekil kişiler olarak, ruh olarak birer birer yaşarız. kişi, tek bir kişi olarak. ortaklık, umut edebileceğimiz en iyi şeydir, ve ortaklık çoğu kişi için dokunmak demektir: elinizin bir başkasının eline dokunuşu, birlikte yapılan iş, birlikte çekilen kızak, birlikte edilen dans, beraber dünyaya getirilen çocuk. biz sadece tek bir vücuda ve iki ele sahibiz. bir çember oluşturabiliriz, ama bir çember olamayız.”