Gece uzun yine ve mevzu derin biliyorsun. Klasik başlangıclarından sıkılmadın mı deyişlerini duyar gibiyim. Neyse Şömineyi yak ve geç karşıma bak gözlerime alabildiğince derin. Öyle bak ki Ateşin sıcaklığını, dışardaki ayazı unutayım. Başlayayım konuşmaya sen dur diyene kadar. Öyle konuşayım ki öyle çığlıklar yükselsin ki küçük evimizde ama sadece ikimiz duyalım olur mu? bilirsin millet’in ne dediği hayatımızda en üst safhadadır. Bilmiş bilmiş tavırlar sergileme diye uyar mesela beni, tersle hatta .. Yine şarkımızı açalım , sıkılmadan sezen yankılansın kulaklarımızda .. Geçmiş geçmişte kalmıştır sözünü duymayalı çok oldu be sevgili söyle yine şu adama önünde mükemmel hayat bekliyor cinsinden ergen konuşmalarına gir mesela.. ÖZLEDİM! bütün olay buydu belkide. Şömine de bahane sezen de.. Başkasının değil senin omzunu istiyorum ben, gözyaşlarım başka birinin bedeninde buluşmasın buna izin verme nolur ? Yada rüyalarıma girebilirsin uzun zaman oldu hiç bu kadar ihmal ettiğini hatırlamıyorum.. Hem eskisi kadar geç de uyumuyorum sen gel diye.. Okul bitiyor önümde kırmızı halı var insanlar bana bakıyor gururla , yürümemi bekliyorlar ben neden gıpta ile bakamıyorum sevgilim mutlaka bir cevabı vardır sende biliyorum. Ne çok saçmaladım yine bu gece “dur” ikazını da duymadım daha ? Sesin mi kısıldı sevgilim, hava değişimi çarpar adamı şömine yanındaki gri masa üzerinde kahven hazır, rüyam ve yüreğimin kolları açık sonuna ve sabaha kadar…