Facebook’a giriyorum ana sayfamda Gazzeli çocuk fotoğrafları, İsrail’e hakaret yağdıran sözler, Filistin bayrakları..
Eğer daha dün;
Ana haber bülteninde sıra Filistin’e gelince “Ay şimdi üzülürüm de keyfim bozulur” korkusuyla kumandayı aramasaydı gözlerimiz,
Çok bilmiş edalarla Afrika’da günde kaç çocuğun aç uyuduğunu söylediğimiz zamanlara inat boy boy resimlerini koymasaydık sofralarımızın,
Filistinde aile fertleri bir bir şehit edilen insanları unutup ‘mutlu aile’ gösterisi yapmasaydık,
Belki de ters düşmeseydik bu kadar inancımıza, sözlerimize, kendimize ve olmak istediğimiz profile,
Neredeyse inanacaktım samimiyetimize.
Bir fotoğraf, altına da acıklı birkaç söz yazınca içimiz rahatlıyor da bir kahraman edasıyla yaslanıyoruz arkamıza.
Arkadaşlarımızı takip ediyoruz, bugün Gazze ile ilgili bir söz yazmayana “Aaa kafir, cık cık cık” diye söyleniyoruz içimizden.
Çünkü biz Gazze’nin kahramanlarıyız.
Çünkü bugün Gazze ile ilgili haberlere falan ‘tık’ladık.
Biri de samimiyetimize ‘tık’lasa ne hoş olur değil mi?
Bugün Gazze’de,
İman dolu, korkusuz yürekler var. Füzelerin altında demeyeceğim, çünkü onlar hiçbir şeyin altında kalmayacak kadar yüksekteler.
Bugün Türkiye’de,
Biz füzeler altındayız. İsrail korkusuyla sıkışmış, keyfi yerinde savaş mağdurlarıyız.
Bugün biz, saldırı altındayız.
Ölüyoruz, yaşayan bedenlerde..