Ve adam yenilgisi için gözyaşına boğdu tüm evreni.Duyduğu seslerden öyle boğuluyordu ki kendinden geçmek üzere bıraktı ellerinden yenilgisini,kinini,duygularını,yaşamını,kulaklarından vazgeçti.Duyduklarından duyacaklarından vazgeçti.Tanrıların ağlayışlarını gördü ona.Ateşe bıraktı kendisini,bedeni işlevsizdi artık.Uçup gitmek üzere bekledi zamanı.. saatleri, dakikaları,saniyeleri kovaladı boşlukta.Usulca süzülüşünü hissetti sözcüklerde.Kelimelerin içinde yuvarlndı, korkularını okyanus haline getirip uzandı, tüm bitmeyen gece boyunca uzandı.Duymak istemiyordu artık,susmalarını bekledi,yardım istedi tanrılardan.Duaları da kendi gibi buharlaşıp tanrıların yanına ulaşmalıydı.Ucuzluğu ve basitliğiyle küçülüp kaybolmayı diledi.Aralarında ufak tanelere bürünüp dört bir yana dağılmayı bekliyordu korkularının.Her şeyin tek düze olması gerektiği gibi olduğu dünyasında bir neden arıyordu bu döngüyü gerçekleştirmek için.Neler yapmıştı ki.. neler söylemişti.. ne onu bu kadar yıpratabilirdi,sözcükler mi,hisleri mi.. acizliği mi yaralamıştı onu.
Ve adam yeniden hatırladı yenilgiyi ümitsizliği,ölesiye isteyiş’i.