Bir derdin mi var ? , yüreğin bedenine ağır gelip seni yoruyor mu ? Ah ne güzel ki rabbin seni çok seviyor. Insan sevdiğine uğraşır derler ya her zaman , bizi bu fıtratta yaratan da böyledir sevdiğine dert verir ve onunla uğraşır çünkü bilir ki sevdiğim bana asla karşı gelip isyan etmez . O bana secde etmeye devam eder. Başını semaya kaldırıp benim yüceliğimde huzur bulur
Belki de rabbin sesini özlemiştir, senin ona secde etmeni bekliyordur öyle ya o seni çok sevdiği için sana bu dertleri veriyor .
Mevlâna der ki : “kilime vuranın gayesi kilimi dövmek değil, tozunu almaktır. Rabbin tozunu aliyor diye niye kederlenirsin ey can “. Gözyaşlarin acının rengidir aslında. Bazen çok fazla ağlayamazsın, yada gülmek zorundasındır .
Sonra kan kussan da kizilcik şerbeti içtim diye bir söz vardır. Aslında Tam o noktada olmak yorar insanı . Çaresizlik . Aşağı ağlaşan toprak yukarı ağlaşan gökyüzü üzülür . Kalbinin külleri kadar siyahlaşir hüzün. O an kendini bile tarif edemezsin çünkü sen başkası olmak zorundasındır .Derdini dinleyen tek şeydir sema. Kulağına fısıldayan her seste aklına gelir gözyaşların. çare aramaktan yorulup uyuya kalırsın sonsuzluk diyarına . Ölüm gibi birşeydir bu ama aslında ölmemişsindir. Aslında Yaşayarak ölmenin adıdır çaresizlik …