şu siyah sokakta
şimdi, tam da şimdi
bu sokakta, tam olarak bu sokakta
faşistler ağzı açık uyurken
ve kapitalistler kaliteli pijamalarının
tenlerine dokunuşlarındaki yalancı huzuru hissederken
yalanları kuvvetli emperyalist devletlerin
sarhoşları ağıt dolu planı batırırken
bu tarihsiz gecede
ve bu talihsiz sokakta
bir benim ayak sesim
bir de şu çingene rüzgar
esiyor beton yığınlarının arasında
dalıyor balkonlara
izmaritleri sürüklemeler
ve unutulmaz yapraklarla dansı…
neşelendirmeye çalışıyor belli ki bu toprakları
her bir evin boyalı betonuna çarpışında
hissediyor, darbeleri, devrimleri, bir kaç slogan uğruna ölenleri
biliyor,
bıkmış bu halk kan kokan yalandan
ve titretmiş bu halkı sevimli diktatörler
dost düşman karışmış bu topraklarda
küllük etmiş bu toprakları faşistler…
ve hatırladıkça asileşiyor
çünkü rüzgarlar iki üç kurşunla ölmez
fani olmayan ve en sert devrimcidir rüzgarlar
en büyük geminin yönünü bile değiştiriverirler
rejim nedir bilmezler ama iki ıslıkta devrim yapabilirler
ve şu çingene rüzgar bi anda utanıveriyor
zenginin çöpe attığı ekmekten
ve bir daha utanıyor kalbi zenginin çöpten aldığı ekmekten
ah ahh!
o çingene rüzgar tanıyor bu toprakları
o yüzdendir böyle derin esmesi…