İlkokul kitaplarındaki resimli, kısa hikayeler gibi…ama en çok anımsadığım ve tam da bu yaşımda bile ruhuma hitap eden kır yaşantısının mutluluğu derinden getirdiğini anlatan, bir ılık yaz gününün esintisinin perdelerin çiziminden bile anlaşılması gibi, pencereden bakan çocuğun yerinde olmayı istemek gibi – mış gibi hayal kurmak gibi, küçük kalmak ve küçük kalıp zaman sonsuzmuş gibi düşünmek gibi….
Büyümek uzun bir yolmuş gibi, varılmaz bir menzilmiş gibi…
Acele etmemek gibi, zaman kiplerinden sadece geniş zamana hakim olmak, dibine kadar kullanmak gibi…
Kafa yormamak gibi, kaygı nedir bilmemek gibi…
Kalbi beyin karşısında mahcup etmemek gibi…
Derinlikte boğulmamak, sığlıkta kalmamak gibi…
Kendini, benliğini, beynini, kalbini tek parça tutabilmek gibi…
Sen gibi, ben gibi, hepimiz gibi, her yaşta hasret kalmak gibi…
Çocuk olmak