Attığımız taş vursa bile incitmezdi kuşun kanadını.
Ne verirlerse yerdik seçmezdik ekmeğin tazesini bayadını.
Ne varlık bilirdik ne de korkuturdu bizi yokluk.
Meğer sen insanın melek haliymişsin hınzır çocukluk.
Ne verirlerse yerdik seçmezdik ekmeğin tazesini bayadını.
Ne varlık bilirdik ne de korkuturdu bizi yokluk.
Meğer sen insanın melek haliymişsin hınzır çocukluk.
Dudaklarından öperdik kedi uyuzdu köpek kuduz.
Hep merak ederdik gökkuşağı olmaz mıydı yağmursuz?
Belki de biliyorduk üç gün sonra unutacaklarını.
Belki de bu yüzden ağlamıyorduk cenazelerde.
Hatırlayanımız çoktur çocukluk aşkını.
Oysa ne kadar da azdır hatırlayan aşkın çocukluğunu.
Süt dişlerimizin dökülmeye başladığı yıllarda
Yanaklarımızdan alınan makaslar kesti göbek bağımızı.
Mehmet Deniz Yılmaz