Her değişim bir anlık tereddütle başlar. Bu tereddüt hissinin sebebi iki farklı sebepten kaynaklanabilir. Birincisi kişinin değişimi sonucunda ortaya çıkacak olan davranışın normalde kötü, olumsuz olarak kabul edilen bir şekle dönüşecek olmasında dolayı gerek kendisine dair fikrinden ve topluma içinde uygun olmayacak olan davranıştan kaynaklıdır. Bu durumda kişi gerçekleştireceği eylemi önce bir ahlak süzgecinden geçirmeli kendisini ikna edecek düşünceler bulmalı, bu düşünceler davranışın etkileyeceği bir kişi nesne varsa onun böyle bir davranışı hakettiğine dair çıkarımlar ya da kendi davranışıyla benzerlik gösterecek olan önceki örnekler destekler. Bir diğer tereddüt sebebi ise kişinin kendisinde uygun görmediği davranıştır. Normalde karşı olduğu ya da daha önce üzerine düşünmemiş olsa da kendi yaşantısında zıttı bir düşünceye, yaşama sahip olmasından kaynaklı olarak bireyin kendi özündeki değişim sonucundaki gelecekteki bilinmezlik durumu bu hissi tetikleyebilir. Örnek olarak içki içmeye karar veren birisi daha öncesinde bunu hoş bulmuyor olabilirdi lakin birileri ona acı verdiyse bunu unutmak için yapıyor olabilir ki bu kişinin kendisini düşünsel boyutta desteklemesine örnektir tıpkı daha önce aynı şekilde davranışlarda bulunan arkadaşları, tanıdığı insanlar örneği gibi lakin kişin özünde sahip olmadığı eylemi gerçekleştireceği durumda kendisi ilerleyen zamandan dolayı suçlu mu hissedecek, bu durumu kabul mü edecek yoksa hiç bitmeyecek olan bir eylem örüntüsü mü oluşacak belirsizlikleri insanı bir düşünce deliği içerisine sürükleyebilir ve tereddütü doğurur. Hangisinin olacağı yalnızca kişinin hayatında neye daha önem verdiği, cesaret ya da benliğine olan saygısı neticesinde sonuçlanacaktır. Hayatımızda yapacağımız neredeyse çoğu değişiklik düşünceleri oluştuğunda bu durumu yaşarız. Arzuladığımız ve neticesinde neler olacağı durumunda davranışlarımızı gözetmemiz hem kendi fiziksel ve zihinsel sağlığımız hem de çevremizin sağlığı için önemlilik teşkil etmektedir.