Kendimi öldürüp her gün yeni bir ben doğurmaya çalışıyorum kendimden. Gebe kaldığım her kendimin bir sancısını çekiyorum, gülüşün bile acısı oluyor bedenimde. Ben böyle doğumlara gelemem, suni sancısında yaşamın böyle bir cinayeti ve böyle bir yeniden doğuşu kabullenemem.
Çizgi atıyor kalbime; kalbimden doğmaya çalışıyor her seferinde. Gülmeye çoktan başlıyorum kiremitli yatağımda, karnıma ağrılar giriyor sanıyor her doğumumda.
Yok canım, ben kendimden böyle bir ben doğurmam. Bin sene on gün kalmış gibiyim kendimde, tekmelerimle acılarıma yumruk atıp onları kızdırmış gibiyim. Çıkmam ben böyle bir düzende.
Oturup dinlenmeliyim. Doğarken ağlayacaksam neden ölüyorum ki? Unutulan her insan ölmüş bir insandır. Hatırlanmayacaksam neden doğuyorum ki?
Cikletlerimden patlatamadığım balonların acısı çıkıyor. Her zaman ve her reddedilişimde.
Çekil şuradan yaşamak, doğmam dedim böyle bir düzende. Çıkmam hakimin karşısına. Yazdırmam katibine düzenin, “yaz kızım, kendini öldürüp yeni bir ben doğurdu kendinde ve o da işe yaramayıp her ölüşünde yeniden doğdu kendinde, her Doğum bir ölmekti onun gözünde…” yazdırmam.
Doğmuyorum işte. Doğmam, doğmayacağım. Sancısı tuttu bile her gözyaşımın; arsız tekmeleriyle geldi ve başı göründü bile sükuta erememiş mutsuz yalnızlığımın…
Dilara AKSOY