Hep peynirli aldığım simidi bugün sade aldım. Simit’e peynir sürmesini bekleyecek gücümde yoktu, sabrım da. Ne olmuştu bana 2 günden bu kadar kolay pes etmem içimde ki o mutsuz kızın ortaya bir anda çıkması normal miydi? Kalbim o kadar ağır geliyor ki eğiliyorum öne doğru sanki ha düştüm ha düşeceğim. Beynim patlıyor bütün ipler düğüm oldu, ipimi kessem yoksa öylece durup beklesem mi bilmiyorum.
Bana sıcak bir el lazım gel hadi konuşalım diyecek hadi artık çözelim şu işi diyecek birisi. Yoksa insan bu kadar karamsarlık ile nasıl yaşar ki. Hem sadece nefes almak yaşamak sayılmamalı. Yaşayan bu kadar ölünün arasına katılmak istemiyorum. Sürükleniyorum. Kayboluyorum. Kendimle savaşıyorum.
Kafam gibi kelimelerim de karışık. Elbet güzel şeylerde dökülür dilimden ama bu sıralar dilim,beynim ve kalbim çok başka şeylerden bahsediyor.