Ah günümüz “aşk”ları, vah günümüz “aşk”ları. Tırnak içinde özellikle vurgulamak istedim, hatta altını çizip biraz daha vurgulamak isterim. Fakat bilmelisiniz ki asıl içimden gelen şey, onun üstünü çizmek. Çünkü günümüzde sadece adı aşk olan ama aslında bir ilgisi bulunmayan salak saçma bir durum var ortada. İnsanların birbirini görüp beğenmeleri, birer hevesten ileri gitmezken adına aşk denmiş durumda.
Biraz daha genç kesime yakınlaşmak istiyorum, 17-19 yaş grubundaki bir insan bu yaş aralığında 7 sevgili sığdırmışken 8. ye “aşksın sen” diyebiliyor. Birde şu salak saçma tv programları var, kısmetse olur, aşk kafe gibi isimler koymuşlar bir de! Emin olun 2 dakika denk gelmek bile midemi bulandırıyor. O iki dakika içinde 5 defa aşk kelimesi geçiyor, insanlar birbirlerini görüp aşık oldum diyorlar.
Yok ya !!!
Ben ömrümün en değerli 3.5 yılını yüzünü nadiren gördüğüm kişiye karşılıksız aşkım ile geçirmişken. Sen çıkıp 3 günlük görüntüye aşk mı diyorsun ? Ben her gece hayali ile uyurken, her anımı onu düşünürken geçirirken, mutlu etmek için binbir yolu denerken; bana yaptığı yanlışları, acıları içime gömüp unutmaya çalışırken; başımı yastığa rahat koyamamışken, sen gelip yaşadığımız şeylerinin adının aynı olduğunu mu söylüyorsun ?
Aşk ciddi bir makam birader. İçinde hissedeceksin onu. Kokusunu içine çektiğin o an aklından çıkmayacak mesela. Gözün etrafta olmayacak, etrafa bakacaksın ama kimseyi görmeyeceksin. Dokunmaya kıyamayacaksın, en güzel hayallerinin başrolü yapacaksın onu. Bir de her yerde reklam etmeyeceksin, dile getirmeye tırsacaksın, anlatamamaktan korkacaksın. Yani kısacası, sevdin mi güzel seveceksin, iliklerinde hissedeceksin. Aşk ciddi bir makam, öyle ağızdan çıkan iki kelimeyle olmaz, çarptı mı fena çarpar.