Saat sabahın beşi. Havada nefes kesen soğuk, kafamda bin bir türlü düşünce çıkıyorum sokağa. Dışarı attığım ilk adımımda bütün soğuğu tenimde hissediyorum. Bu biraz rahatlatıyor, en azından düşüncelerimi bir anlığına dağıtıyor. Yürümeye başlıyorum caddeler sessiz, sokaklar sessiz, hatta bütün evler sessiz. Kendimi buluyorum gecede. Gündüzün bütün hareketi, heyecanı, sesi, kalabalığı gitmiş aynı yerleri kimsesizlik kaplamış gibi. Sanki biran da bütün şehir terk edilmiş, bütün sevdikleri ve sevenleri yok olup gitmiş ama o biliyor ki sabah olunca her şey yine onun sevdiği gibi olacak. Sevdikleri bir bir çıkacaklar sokaklarına, basacaklar kaldırımlarına ve yine bütün gün onunla birlikte olacaklar. İnsan bazen böyle şeylerin hayatında da olmasını istiyor. Gitti sandığı, kaybettiğini düşündüğü şeylerin gün doğumuyla birlikte tekrar karşısına çıkıp onu mutlu etmesini bekliyor ama çoğumuz gecenin karanlığındaki şehirler kadar şanslı olamıyoruz bu hayatta.