Ruhumda günahlar diz boyu..
Karanlıklar kuşatmış her yanımı..
Yara bere içinde ellerim..
Nefsimin pençelerindeyim..
Kalbimden söktüğüm aşkın yerinde oluk oluk kan..
Ve her gün daha da derin..
Kanımı mürekkep eyledim.
Yazdım tüm “Ben”i..
Geçmişin amansız penahındayım…
Güneşin gülümsemekten sakındığı iklimimde, acıların kuraklığındayım..
AŞK! Hayatın oynadığı en kirli kumar!
Kalbin ise attığın zar!
Kaybeden asla pes etmez ya hani, canından can gitse de atar!
Gamlarla bezenmiş gönlüme dikmiştim oysa
Tebessümlerden yamalar..
Lakin hepsi söküldü birer bir(t)er!
Ya Rabb!
Benliğime ektiğin tüm Tuba’lar kurudu!
Bahara zaman yoktu.
Şimdi zakkumlar bitiyor toprağımda..
Yüreğimde sönmeye giden aşkın belki Cehennem narıyla alevlenir yine!
Bir parça köze dönüşür, hiç olurum!
Susadıkça ve dudaklarım çatlayınca avucumda biriktirdiğim gözyaşıma kanarım!..
Yanarım..yanarım..yanarım….
Ya Rabb!
İnşirahlar intihar etti
Izdıraplar irtifa kaybetti..
İntizarlar umutlarımı infilak etti..
Bir süvari ufukta görülmekte..
Kılıcını çekmiş bana doğru gelmekte..
İsmini bir yerden hatırlayacağım daha önce karşılaştık kendisiyle..
Enfal’imin kefeninde..
Sanırım ona Azrail denmekte…
Günahlarımın tozuna bulanmış beyaz bayrağı kaldırıyorum…
Ve teslim oluyorum..
Sür beni bu dünyadan!
Sürgünlerime sürgün katayım…
Acılarımı ruhuma satayım..
Berzahın kapısını aralayayım…
Ama önce âmâ gönüllere bir buse kondurayım…
Avuçlarına dualar bırakayım..
“Nasıl bilirdiniz?” diye sorulduğunda gözlerini “Aşık bilirdik” diye akıtayım….