Bugün konumuz bilim-kurgu edebiyatının efsanelerinden ve en büyük isimlerinden biri olan H.G. Wells’ in Görünmez Adam isimli kitabı.
Bir bilim kurgu kitabı olmasından dolayı,Wells’in görünmezlik kavramını ve bulunabilitesini bilimsel gerçeklere dayandırdığını görebiliriz fakat amacı bunu ispatlamak veya gerçeklikle bağdaştırmak değil.
Kitabı kısaca özetleyecek olursak, kitabımız Griffin isimli bir fizikçinin kendini toplumdan soyutlayarak kendini bilime adamış ve hayali olan, maddeleri, cisimleri ve en sonunda kendisini görünmez yapmayı başarabilmek için çalışmaktadır. Bu amacına uzun çalışmalar sonucunda ulaşır ve önce bir yastığı ardından bir kediyi ve son olarak ise kendisini görünmez yapmayı başarır. Tahmin de edeceğiniz üzerine kitabımızın bu kısmından sonraki bölümlerde işlenen konu karakterimizin kendini görünmez yapmayı başardıktan sonra başına gelen ummadık ve trajik olaylar.
Kendini görünmez yapmayı başarmadan önce, bu hayali sayesinde bir çok şey başarabileceğini, kalabalık bir toplumun içinde özgürlüğüne ulaşabileceğini düşünen karakterimiz ne yazık ki görünmez olduktan sonra başına hiç tahmin etmediği ve hesaba katmadığı olaylar gelir. Kış aylarında yağan kar, ayak izleri, kıyafetleri ve hesaplamadığı bir çok şey karşısında kendini soyutlamaya çalıştığı toplum bu alışılagelmemiş gariplik nedeniyle iyice hırçınlaşıp karakterimize zarar vermeye başlar. Griffin bu negatif ama geri dönüşü olmayan gariplik yüzünden artık saklanmaya, kaçmaya ve kitabın ilerleyen bölümlerinde hırsızlık yapmaya başlar. Tahmin edeceğiniz üzere kitap Griffin’in aleyhine olaylarla sonuçlanır.
H.G Wells bu kitap ile dönemin çeşitli kesimlerini, davranışlarını ve mentalitelerini çok güzel eleştirmiştir. Bilim-kurgu kitabı olmasına rağmen, H. G. Wells okuyucularına hem fantastik bir olayı hem de derin bir toplum eleştirisini bir arada harmanlayarak sunmaktadır.
Son söz olarak, gücün sınırı olmadığı zaman, tahmin edilebileceğinden daha fazla olumsuz geri dönütü olduğunu ve insanın bu olumsuzluklar ile nasıl baş edebildiğini veya edemediğini bu kitapta çok güzel bir şekilde görmekteyiz.
