İnsanlar her zaman kendi hayatlarının akışını kendisi belirlemek isterler. Ansızın gelen hoş olmayan sürprizler, emrivaki davetler kontrolün kaybedilmesini sağlar ki bu bazı insanlar için sorun teşkil etmezken bazı insanlar için ise kontrolü sağlayabilmek için dış dünyaya kapanmasını gerektiren bir durum olur. Biz insanlar kader denen gerçeği görmezden gelip her şeye hakim olmaya çalıştığımız için savaşırız hayatımızla ve çoğu zaman bu savaştan yorgun olarak yenik ayrılırız. Olmaz yere enerji ve sabır harcarız.
Kader demişken…
Bazen sizin kaderinizde olmadığını düşündüğünüz ama başınıza gelen bir olay, aslında hayatınızdaki başka birinin kaderinde olan yol ayrımının sizin hayatınıza yansıması olabiliyor. Başkası bir karar verirken aslında asla tahmin edemeyeceğiniz kadar etkileyebiliyor sizin hayat akışınızı. Bu da bir kader midir acaba? Çünkü insan kaderine müdahale edebilir ama başkası kendi kararlarıyla sizin kaderinize de etki edebiliyor mu yoksa zaten o ayrım sizin kaderinizde olan bir şey midir?
Bu yol ayrımları çoğu zaman sancı verici oluyor çünkü hayatınızda belki de en önemli yere koyduunuz insanların verdiği kararlar yıkıcı olabiliyor. Diyeceksiniz ki hayatı başkalarının kararlarına bırakmamak gerekiyor. Kitabi bilgiler sadece ütopyada olur. Her hayat her insan kendi içindeki olgularla ve olaylarla değerlendirilmelidir. Kitabi bilgi herkeste aynı etkiyi göstermiyor. O yüzden geçelim bu durumu. Yıkıcı olan kararlara karşı takınılacak tavır kişiden kişiye değişmekle beraber, duygusal açıdan oluşturduğu travma herkes için birbirine yakındır. Kararı sorgulamak,sebepler aramak, olayları düşünmek, niyet ve duygu sorgulamak ,plan yapmak,çaba göstermek yersiz olabiliyor. Çünkü olay şahsınızdan çıkmış, sizin elinizden yani kaderinizden çıkmış başkasının istekleri üzerinden ilerlemiştir. Karara ve kadere itaat gerekmektedir. Hareketsiz kalmak acı verse de , diğer insanlar için çabasızlık olarak görünse de bırakın öyle görünsün. Bırakın insanlar sizin için vazgeçti desin. Bırakın kararı veren insan sizin için dünden hazırmış desin. Ne olacak? İsyan etseniz ne olacak? Kararı veren belli karardan dönecek olan belli.
O yüzden vazgeçmek gerekiyor. Değer vermekten sevmekten istemekten değil. Sorgulamaktan, çaba gösterip acizlik göstermekten vazgeçmek gerekiyor.bir şeyleri zamana bırakmak, gidenlerin kararlarına saygı duymak ve olabildiğine sabırla beklemek gerekiyor. Çünkü unutmayalım;
Her çaresizlik bir vazgeçiştir aslında…