Hüznün vakti yok bizde,
Anlamadan geliveriyor.
Huzura dair, umuda dair ne varsa,
Alıp götürüyor..
Eksik miydin,
Yorgun muydun,
İyi miydin?
Sormuyor..
Hüznün saati yok bizde
Öyle kapıyı çalmadan,
Paldır küldür giriyor.
Bir anda unutmak istediğin ne varsa,
Tek tek karşına diziliyor.
Mesela defalarca çehren sıralanıyor karşıma,
Unutmaya hakkım yokmuşçasına.
Yaşamak istediklerini yaşayamamak,
Olmasını istediklerini olduramamak,
Kalmasını istediklerini uğurlayarak
Geçiyor ömür..
Mesela doğmasını istediğinde doğmuyor güneş,
Yağmur sen istedin diye yağmıyor,
İnsanlar sen istiyorsun diye kalmıyorlar..
Hayat ne alevleniyor
Ne de külleniyor..
Sahi sen küllendin mi?
Söndü mü içinde ne var ne yoksa?
Mesela her sabah senin için doğuyor mu güneş?
Ya da yağmur istediğin gibi yağıyor mu?
Bahar vaktinde geliyor mu mesela?
Gerçekten küllendi mi her şey?
Göz göze gelmeye utandığımız anları anımsıyorum.
Bazı şeyler yaşanmadan daha güzelmiş,
Daha saf..
Daha az acıtıyormuş mesela..
Şimdi senden bir haber yok.
Sesin yok,
Yüzün yok..
Belki de artık kalbin bile başkaları için atıyor..
Ama bilmeni istiyorum;
Burada yağmur istediğim gibi yağmıyor,
Bahar desen vaktinde gelmiyor.
Güneş mi?
O uzun zamandır buralara uğramıyor