Hayır, hayır. Mağduru oynamayacağım! Rivayetler limanından demir alacağım bir sabah, artık buralarda kalmayacağım. Bilirsin, gün ağırdı mı ayaktayım ben. Ağlayacağım, güleceğim ama evvela seni terk edeceğim. Bana yakışacak bir gidişle gideceğim, dedim ya sabah diye, akşam güneşini beklemeyeceğim. Mağrur filan değil sersefil bir gidiş tasvir ettim, ince eledim sık dokudum. Hatta arkadan bağlayacağım saçlarımı, rüzgar savurmasın. Sigara mı? Sigara içmeyeceğim ki. Ne kadar unutkansın, yıllar oldu bırakalı yıllar!
Evet evet, binbir rol sahneleyeceğim karşında. Mağdur, mağrur, öfkeli, budala…Hem bilirsin, gün ağırdığında kim bilir kaçıncı uykumdayım, ben kuşluk vaktinde ayaktayım. Ağlamayacağım da gülmeyeceğim de ama en mühimi ne ? Seni terk etmeyeceğim. Gür saçlarım yok ki artık omzuma kadar uzanan, birkaç saç teli ile idare ediyorum. Sigara dedin demek, duydum. Sigaramı elimden hiç düşürmedim ki.
Yanına geliyorum, elimde bir karanfil ile.