Son kuşlar da gidiyor ardınca
Vakit, unutulmuş bir bahçede gezinmekte
İçilmemiş bardaklar dudaklara hasret
Beyaz kağıtlarda gözyaşı damlaları
Yaşanmamış bir ömrün izleri gibi…
Mızrabın dokunduğu her telin inleyişi
Kapanan kapıların ardında kaybolurken
Hüzne mahkum bir gece daha yok olmakta
Şiirlerin uzayan hasret delisi satırlarında…
Yanan mumlarda yüzünün gülümsemesi
Cam önlerinde karanfillerin çırpınışı
Dökülen sarı yaprakların bitmeyen valsi
Gözlerime perde oluyor sen giderken…
Git artık, bu son şafak ışımaya çalışan
Esintini de al götür güne varırken sabah
Kalmasın ellerimde uçmamış güvercinler
Özgür bir ruha doğru kanatlansın hepsi
Işıklar saçılsın ak gri kanatlarından
Dilekler kalsın sadece yarınlara hasret
Ve kaybolsun ne varsa yaşadıklarımdan…
Ferhat AĞAOĞLU