O Allah, yaratan, yoktan vareden, şekil verendir. En güzel isimler O’nundur. Göklerde ve yerde ne varsa O’nu tesbih eder. O, güçlüdür, Hakim’dir.
Haşr suresi,59ncu ayet aynen böyle diyor.Yoktan var etmek,geniş bir kavram ve Yaradan ve gücü konusunda gizemi çözmekse amacın,parçayı ve bütünü birkikte incelemen gerek.Bir başka ayet de,Adem’in yani erkeğin topraktan,Havva’nın dolayısıyla kadının da Adem’in kaburga kemiğinden yaratıldığı yazar.
Yoktan var etmek,yok olandan yok olanı var etmek midir yoksa eldeki bir materyal ile yok olanı var etmek midir,bu konu yaradılış ile ilgili bütün ayetler incelendiğinde yorumla alakalı bütün fikirler ortadan kalkıyor.Bütüne bakarsan,Kur’an’da ayetler de açıkca belirtmiştir ki,bir meta ile yok olan birşeyi var etmek dile getirilmiştir ..
Özellikle bilimle ilgilenip,cevapları aranılan bazı sorulara çözüm arayan bilim insanları içlerinde yaratıcı güce inanç sahibi olsalarda,materyalist yönleri ağır basmaktadır.Bunun altında yatan temel sebep ise,cevapların hep gözle görünür,elle tutulur gözlemler sonucu açıklanıyor olması ki,sonuçta o gözle görünür ya da elle tutulur süreci yaratan da bizzat yaratıcı güçtür.Zaten Yaradan,hiçbir cümlesin de abra-kadabra diyorum ve tavşan çıkıyor dememiştir.
Aslında bilim,araştırmak için kendisine soru ararken çoğu zaman kutsal kitaplar ve içindeki ayetlerden esinlenmiş ve de doğruluğunu araştırmak üzere yola koyulmuştur ki belkide bilimi ya da dolayısıyla bilim dallarını yaratan temel etken de kutsal kitapların iddialarını araştırma gereği olmuştur.Sizce Darwin,bir sabah aniden mi kıtalar arası yolculuk edip araştırma yapmaya karar verdi,yoksa kafasında kutsal kitaplardaki yaradılış hikayelerine dair sorular var mıydı?
Herkesin tanıdığı Kaptan Gustho Kur’an-ı Kerim’deki birkaç ayetin gerçekliğini araştırırken,Cebeli Tarık açıklarında kuzeyden gelen soğuk su ile Akdeniz’in sıcak suyunun yanyana akıp ama birbirine karışmadığını görünce,söylentilere göre bu olaydan sonra islamı seçmiş ama ölünce Vatikan’ın talimatı ile apar topar Hristiyan adetlerine göre defnedilerek,külleri okyanusa savrulmuştur.
Bilim adamları laboratuar ortamlarında deney yaparken deney sürecinde kullanacakları denek için,deneğin doğa koşullarındaki ortamını laboratuar koşullarında yaratmaya çalışır.Örneğin,yağmur ormanlarında yaşayan bir bitkiyi denek olarak kullanacaksa,deneyin olası ve doğru sonucu vermesi için ortamın sıcak ve nemli olması gerekir.Mesela kimyada deneyler yapılırken bilim adamlarının oda sıcaklığı ya da normal şartlar altında dediği bir koşul ve ortam vardır.
Yaşamamızı sağlayan bu atmosfer şartları yani nefes aldığımızda hayatımızı devam ettirmemizi sağlayan gaz bileşimleri,Yaradan ve şurası tarafından tıpkı laboratuar ortamında oluşturulmuş ,bilinçli bir bileşim gibi değil mi,zira atmosferden çıktığın an aynı orandaki bileşimleri yakalaman mümkün değil,yoksa bu bileşim gayr-i ihtiyari oldu da mı hayat başladı.. ?