Dünyanın içindeki milyonlarca benlik içinde bir benlik vardı.Bu benliğin içinde de bir dünya vardı.Benliğin içindeki dünya ürpertiliydi.
Ürpertisi hiç gitmedi, üstündeki yorganı tek hareketle fırlattı, yatağının hemen altındaki terliklerini giydi ve arabasına koştu.
Arabasının yanına geldiğinde derin derin ‘iç çekti’, bu sefer el frenini çekmeyi unutmamıştı.Nedense son zamanlarda ‘alzheimer’ olduğu yönünde şüpheleri vardı, ama doktora gidip bunu kesinleştirmekten korkuyordu.Saat gece yarısıydı, arabasının camından terlemeyle hafif yapışan ellerini yavaşça kaldırdı.Sokakta kimsenin olmamasına sevinerek derince bir nefes aldı.Evinin yolunu tuttu.Malum sabah dersi vardı, ve son zamanlarda uyku tutmuyordu.Sakin adımlarla giderek yatağına girdi, çoğu kez yaptığını yaparak yastığını iki bacağının arasına aldı.Bu onu rahatlatıyordu.Hatta bundan zevk bile alıyordu.(Uykusunun derinliklerine tüpsüz daldı.)
Alarmını bilinçsiz olarak 3. Kez ertelemişti ve 4. Kez çaldığında yataktan bir çırpıda sıçradı.Gür bir sesle ‘OFF, BÖYLE İŞİN AMINA KOYAYIM’ dedi.
Haklıydı kendince, kendini tanımaktan korkuyordu.Belki de çevresindeki insanlar haklıydı.Gerçekten çok okuyup, düşündüğü için kafayı sıyırmıştır.(Kemikte kalan son et parçası gibi.)
Küfür ede ede, atik hareketlerle banyoya gitti ve yüzüne bir su çaldı.’Dünya iyiki varsın’ dedi, geç kaldığını unutarak.Birden geç kaldığı aklına geldi ve hızlı hızlı yüzünü kuruladı, elbisesini giydi ve kravatını takarken ‘siktiğimin prosedürleri’ dedi.
Gerekli olan her şeyi yanına aldıktan sonra sertçe kapısını kapattı, çünkü ; Kapı yavaş kapatılınca tam kapanmıyordu, birde Hoca umursamaz bir adamdı.’Bu kapıyı da yaptırayım artık, yoksa hırsızlar hayrına bi kapı takacak’ dedi.
Kapısını kilitledi ve merdivenleri üçer-beşer inerek arabasına koştu.Arabasına tam binmek için kapıyı açarken, arabanın camında bir yazı fark etti. ‘YAPILABİLİR.’ Yazıyordu kağıtta, kocaman harflerle, ‘Sınıftaki piçlerin işimi acaba?’ diye düşündü.Ne anlama geliyordu ? Ne demekti bu ? Hiçbir fikri yoktu ve rüyada olması için inandığı varlığa yalvardı.
Eli kanıyordu ve saat sabahın 7’siydi.Yatağın ortasına doğru doğruldu.’OHHH RÜYAYMIŞ’ dedi. Birden fikir değiştirerek ‘HAYIR BU BİLDİĞİN KABUSTU’ dedi.Eline pansuman yapmalıydı.Kabusun etkisiyle elini yatağın baş tarafındaki duvara bayağı vurmuştu.Eline pansuman yaptı.Dersinin başlamasına yaklaşık değil tam 2 saat vardı.’Bir kahve iyi gider’ dedi, ve tek eli yaralı bir şekilde kahve yapıp içti, gelmeyen uykusu da iyice kaçmıştı zaten.Kahvaltısınıda yaptıktan sonra hazırlanmaya koyuldu.
Tam çıkacakken arabasının anahtarlarını unuttuğunu fark etti.Aramaya başladı, birden ama ‘ benim arabam yokki’ dedi.Aniden bulunduğu yere çömeldi, buz kesti vücudu.’Ne yani rüya içinde rüya mı gördüm?’
(Devamı gelsin mi?)