– evet, haklısın. ben her zaman karamsarlıktan bahsedeceğim. hayata en geniş çerçeveden bakıp bir şehrin en dar ve en karanlık sokağında takılıp kalacağım. Aşkın güzel tarafından değil de en sikik yönünden bakıp kağıda söylenmekten çekinilen sözleri kusacağım. yine en sevdiğim film türü dram olacak ve dinlemekten bıkmadığım şarkılarda hep bir isyan olacak. evet, ben takım elbise giyip boynuma bağladığım ve toplum için saygınlık göstergesi olan kravata küfürler saydıracağım. aynı masada çayımızı yudumlarken seninle, sana enflasyondan ya da yaz için planlarımdan bahsetmeyeceğim pek tabii; ama bahsedersem de bunu sadece konuşacağımız başka bir şeyimiz olmadığı için yapacağımı bilmeni isterim. sıkıcı bir adam olduğumu düşündüğünde beni gerçekten tanımadığına inanıp mutluluktan bir sigara yakacağım… iyi şeylerden bahsetmem ben bahsettiğimde çuvallarım. en berbat halim iyi şeylerden söz ederken ki halimdir; burnum uzar mesela. iyi dileklerde bulunabilirim senin için; ama kabul olduğunu hiç görmedim henüz…
şimdi kalkıp gidelim buradan. hava soğuk, yürürüz. hesap mı? hesabı masaya istemeye lüzum yok. beş lira at işte masaya. hem iki çay ne tutar ki?!
Volkan Uysal