Yüce kitabımız Kuran-ı Kerimde Allah(c.c) şöyle buyuruyor: “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” Zümer suresinin 9. ayetinde Allah(c.c) biz Müslümanlar için okumanın önemini ve aynı zamanda okumanın ne kadar elzem olduğunu belirtiyor. Çünkü bilmek ancak ve ancak okumakla mümkündür. Okumanın ne kadar önemli olduğunu anlamak için,inen ilk ayet-i kerime olan “Oku! Yaradan Rabbi’nin adıyla oku”ayet-i kerimesine bakmamız okumanın biz Müslümanlar için aslında vazgeçilmez bir elzem olduğu yani doğrudan doğruya farz olduğunu göstermektedir.
Okumak farzdır çünkü okumakla helal ile haramları öğreniriz.Her okuyuşumuzda Yüceyaratıcının hikmetlerini ve onun yüceliğini öğrenir, bu sayede acizliğimizi görür ve tabiri caizse “haddimizi” biliriz. Haddimizi bildiğimizde ise edebi, adabı ve takvayı da öğrenmiş oluruz.Tüm bunları ancak ve ancak okumak ile elde edebiliriz.
İstiklal Şairimiz Üstad Mehmet Akif Ersoy Safahatın’ın 3. Bölümünde
Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?(ZÜMER-9)
Olmaz ya…Tabi…Biri insan,biri hayvan
diyerek cahilleri hayvanlarla eşdeğer görmüştür. Haddim olmayarak Üstadın yapmış olduğu bu benzetmeyi daha da ileri götürerek cahilleri hayvandan da daha aşağı görmek gerekir kanaatindeyim(aşağıda bu kanaatimi açıklayacağım). Üstadın bu bölümün sonunda yazdığı;
“Ey millet, uyan!Cehline kurban gidiyorsun!
İslam’ı da batsın diye tutmuş, yediyorsun!
Allah’tan utan!Bari bırak dini elinden…
Gir leş gibi topraklara kendin, gireceksen!
Lakin, ne demek bizleri Allah ile iskat?
Allah’tan utanmak da olur ilm ile… Heyhat!”
kısmın son satırını çok önemsiyorum.Çünkü bu son satır Fatır Suresinin 28. Ayet-i kerimesi olan”Allah’ın kullarından ancak alim olanları Allahtan korkar” ayeti ile doğrudan ilişkili olduğu görülecektir. Yani cehaletin çukuruna düşmüş ilimsiz biri Allahtan korkmayarak günahların en büyüğü olan şirk günahını işleyerek imtihanı kaybetmesi ilmin ne kadar büyük bir nimet olduğunu gözler önüne sermekte. İlimsiz yani cahil kalmış ve şirk içinde olan biri yukarıda da yazdığım gibi kanaatimce hayvanlardan daha da aşağıdadır, hayvanlar Allah’ın biz insanlara sunmuş olduğu nimetlerdir ve bu nimetler kendilerine Allah tarafından verilen ödevi yerine getirirler. Bir inek gösterin ki süt vermesin, bir arı gösterin ki bal yapmasın bu böyle uzayıp gider. Bu ödevleri yapmanın yanında her biri kendi lisan-ı halleriyle de Allah’ı zikrederler. Bu durumda kimseye faydası olmayan aksine kendisini şirk uçurumuna süreklemiş birinin ödevini yerine getiren mahlukattan kat kat daha aşağıda olduğu aşikardır.
Hayvanlardan daha aşığıda olmak için okumama(cahil olma) yetiyorsa, “İnsan” olabilmek için de yalnız okumak (bilmek) yetmez.Üstadın betimlediği “insan”olmanın şartı olan okuma yani bilenlerden olmanın yanında insanın akletmesi gerektiği okuduğunu sorgulaması ve sorgulamanın yanında araştırma yapması gerektiği Yüce kitabımız Kuran- Kerimde geçen sayısız kez Akletmezmisiniz! Ayet-i kerimesiyle belirtilmişitir. Zümer suresinde yer alan Hiç bilen ile bilmeyen bir olur mu ayet-i kerimesinin devamına baktığımızda “Doğrusu ancak akıl sahipleri öğüt alırlar” şeklinde devam etmesi aklı kullanmanın ve düşünerek ders çıkarmanın gerekliliği görülecektir. Okumak-bilmek-akletmek-ders çıkarmak bu zincir insanı “insan” yapan bir zincirdir. Eğer zincir herhangi bir yerinden kopacak olursa hakiki “insan”a da ulaşılamayacaktır.