Evrak infazı, küçük bir dokunuşla hızlanmış, hem adli hem de idari hizmet, elle tutulur gözle görülür biçimde düzene girmişti.
Karakola elini kolunu sallaya salaya gelen, işini aracısız görenlerinde keyfi yerindeydi. İlçedeki umuma açık yerlerde milletin dilinde Doruğun yeni uygulaması konuşuluyordu.
Doruk, yasa, tüzük ve talimat ne diyorsa, kısa zamanda onu hayata geçirmişti. Köy devriyeleri, aksamadan çıkartılıyor, buluşma devriye hizmeti aksatılmıyordu.
Kısa zamanda yaşanan bu düzen, ilçe Kaymakamı, Savcısı, As. Şb. Bşk. ve diğer daire amirlerince de fark edildi.
Küçük yerleşim yerlerinin kaderi olduğunu sonradan fark edeceği bir gerçeklik vardı, Kıbrısçık’ta! Şehir kulübü realitesi.
Dairelerde mesai biter bitmez, her kademedeki kamu görevlisi, soluğu şehir kulübünde alıyordu.
Briç oynayanlar,
-konkenciler,
-okeyciler,
-tavlacılar daha neler neler?
Bu ikinci mesai, akşam saat 20 00’den evvel hiç bitmez, bazıları için kulübü kapatana kadar sürerdi. Kulübün kapanmasından söz açılmışken, İlçe merkezinde faaliyet gösteren umuma açık yerlerle ilgilide söz etmenin kapısı aralandı.
Doruk düzenli olarak, iç inzibat devriyesi çıkartmayı prensip edinmişti. Kendisi de mutlaka umuma açık yerlerin kapanma saati olan gece saat 23 00 kontrole çıkar, hem devriyeyi, hem de kahvehaneleri ve lokantaları denetler, saatinde kapanmayanları uyarır, mutlaka kurallara uymasını sağlıyordu. Bu basit ama etkili uygulama ilçede asayişi gözle görülür derecede, düzene sokmuş, şikâyetleri asgariye düşürmüştü.
Doruk kendi işinde gücünde, iyiyi ve doğruyu ararken, sesiz sedasız, ona hoş geldin gecesi düzenlemişler.
İlçe J. Bölük Komutanının öncülüğünde, cumartesi akşamı için hazırlanan gece, Kıbrısçık Orman İşletme Müdürlüğü, salonunda yapılacakmış. Bu sürprizden Doruğun geceye bir kaç saat kalana kadar haberi olmadı.
Haber aldığında, saat öğleden sonra 16 00 sıralarıydı. Hem şaşırmış, hem de gururlanmıştı. Adına hoş geldi partisi düzenlenmesi güzel bir şey olmalıydı.
Alelacele, akşam yapması gereken, rutin işlerini tamamladı. Takım elbisesini terziye gönderip ütületti. Sakalını kesti ve geceye kendini hazırladı.
Gece akşam saat 19 30 gibi başlayacaktı. O saate kadar, dairede vakit geçirdi. Kendi kendine, gecenin provasını yaptı.
Saat gelip orman işletme müdürlüğüne geçtiğinde, uzunca bir masa kurulmuş, protokole göre, devlet erkânı masada yerlerini almış, soğuk mezeler masaya konulmuş, Aslan sütleri de, masalara dizilmişti.
Kimin nereye oturacağı yazılmış, karışıklık çıkmasın önüne geçilmişti.
Doruk, kapıdan girince, devlet erkânını başıyla selamladı, kendisine ayrılan yere geçip oturdu. En son İlçe kaymakamı, C. Savsızı ve Hâkimler içeri girdiler.
Programa herkes zamanında gelmiş, yemek vaktinde başlamıştı. Kadehlere servis yapılmış, sıcak pideler servis edilmişti.
İlk zamanlar çatal kaşık ve bıçak sesleri, sonra şerefe kalkan kadehler; küçük küçük, yakın temas sohbetleri ile başladı gece.
Bir kaç kadeh yudumladıktan sonra, İlçe Kaymakamı kalktı kısa lakin şümullü bir hoş geldin konuşması yaptı.
Ardından Jandarma komutanı kalktı, önce Doruğu tanıttı ve hakkında kısa zamanda, öne çıkan çalışmalarından söz etti.
Bu konuşmalar yapılırken, saat gecenin yirmi birine doğru akıyordu. Yanında oturan arkadaşları, Doruğu uyardılar.
Kalk sende bir şeyler söyle bu gece senin için hazırlandı mutlaka konuşmalısın diye sıkıştırdılar.
Doruk mahcup! Hiç başına böyle bir kuş konmamış ki, ezile büzüle ayağa kalktı, Önce geceyi düzenlediği için Bölük Komutanına, Sonra Yer veren Orman İşletme müdürüne, sonrada davete katılanlara teşekkür etti.
Yerine oturduğunda kan ter içinde kalmıştı. Yanındakiler takıldılar, haline güldüler. Gecenin ilerleyen saatleri çok renkli geçti.
Şarkılar türküler, fıkralar bir birini kovaladı. Kapanış Orman İşletme Müdürlüğünde görevli bir neyzen yaptı. Hem Ney üflüyor, emde dilli kaval çalıyordu.
Kıbrısçık yöresel türkülerini çaldı dilli kavalıyla. Oynamak isteyenleri oynattı, kavalın önünde!
Sazlı sözlü gece saat 24 00 gibi bitti. Herkes mutluydu, Doruk’ta uçuyordu. Herkes evine giderken, o bölüğün yolunu tuttu…
…/..