1895 ile 1986 yılları arasında yaşamış olan Hindistan asıllı düşünür, konuşmacı ve yazar Jiddu Krishnamurti’nin hayatından Sözlük yazarı ”lacrima” bahsetmiş.
1895 yilinda hindistan’da dogdu. brahman bir babanin sekizinci çocuguydu. alti yasinda kardesiyle sokakta çanak çömlek oynarken theosophical society adlli mistik dernegin temsilcilerinden biri tarafindan fark edildi. adam kardesi ve krishnamurti’den o kadar etkilenmisti ki, onlari londra’ya okumaya gönderdi.
ayni yillarda teosophy dernegi, star of the east adli yeni bir örgüt kurma asamasindaydi. maksat, bir mesih beklentisi içinde olan tüm dünya gizemcilerini ayni çati altinda toplamakti. krishnamurti’yi dünyanin evrensel ögretmeni, gelecegin kurtarici gurusu olarak egitmeye çalisan ve onu bu sekilde tanitan theosophical society yeni kurdugu dogu yildizi örgütünün baskanligina bu delikanliyi getirmekte beis görmedi.
krishnamurti bu sirada konusmalar yapiyor, kitaplar yaziyordu. paris’e sorbonne üniversitesi’ne, california’ya, hollanda’ya gitti (yazlarini hep orda geçirirdi). bu yillarda kardesinin ölümü onu fazlasiyla etkiledi, çok mutsuz etti. zaten dogaüstücü theosophy dernegi’yle yabancilasmasi, kendisine müridleri tarafindan manasizca tapilmasindan duydugu rahatsizlik son raddeye varmisti. böylelikle 1929 yilinda mesih rolü oynamayi kararlilikla reddetti ve baskani oldugu dogu yildizi cemiyetini feshetti. 13-14 yaslarimda okudugumda beni çok hislendirmis olan bir de fesih demeci vardi: “simdi bir baska örgüt kurup bir baskasinin gelip sizi kurtarmasini bekleyebilirsiniz. kendinizi içine kapatmak için kafesler örmeniz beni ilgilendirmez. benim tek istedigim insanlarin kosulsuz ve mutlak bir özgürlüge kavusmasidir.”
hiçbir ögretiye, dine, sisteme bagli degildi. bu baglamda “gerçege götüren hiçbir yol, hiçbir din, hiçbir mezhep yoktur” dedi.
1986’da doksan yasinda ölene kadar tüm dünyayi gezdi, konustu, yazdi, okullar açti. konusmalari, söylesileri, gazete yazilari ve mektuplari bir sürü kayitta, kitapta toplandi.
bugün derin bir iç huzura, nirvanavari bir olgunluga erdiysem bunu biraz da krishnamurti’ye borçlu degil miyim?