Kalabalık yalnızlardanım ben,
dalı başka ağaçlara değemeyen çam kadar yalnız,
bir orman kadar kalabalığım…
Elimden tutanım, her sabah günaydın diyenim
ve her gece iyi uykular dileyenim var,
bu nasıl yalnızlıktır deme arkadaş,
işte böyle yaşar kalabalık yalnızlar…
Bak susta anlatayım,
ben bir yığın insandan arda kalanım..
Bir cenazeyim mesela,
öylece seyrediliyorum
musallanın soğuk vücudunda..
O kadar kalabalık ki etrafım,
ama bir tek ben yalnızım…
Bir laleyim mesela çiçek pazarında,
etrafım binbir renkle bezeli,
ama yaprağım dokunmuyor hiçbirine,
köküm sarılamıyor bi diğerinin köküne
öylece, öylesine delice…
Bir mapushaneyim çat kapı girilen..
Girilipte çıkılmak bilmeyen,
duvarları eski, çatlaklarında hatıralar kazılı,
depremlerden, kardan kıştan
en çokta yalnızlıktan yaralı..
Binlerce kalabalığın arasında bir başına,
tek suçlu, korkutucu, ürkütücü bir mapushaneyim,
kalabalığım eyvallah arkadaş,
ama yalnızlığıda en çok ben bilirim..
Kalabalık yalnızlardanım ben arkadaş,
dostum var düşmanım var..
Dostum dost ha,
ama en çokta onlar yalnızlar…
Bakma bize sen, alışığız biz,
işte böyle yaşar kalabalık yalnızlar…
Hasan Bulut
twitter.com/duyguhamali
facebook.com/hasanbulutduyguhamali