KALBİMİZ KARAMSARLIĞA ESİR OLMASIN
Gereksiz endişelerin bizleri esareti altına almasına , hayatımızı olumsuz etkilemesine neden müsaade ediyoruz? Yapmakta olduğumuz en büyük hatalardan bir tanesi de boş yere kafamızı karıştıran sorunlar yaratmak ve bu sorunlarla mücadelenin kaybına uğrayarak kendimizi zayıf düşürerek yıpratmaktır. Kendimizi balıklama içerisine attığımız gereksiz endişelerin bizi telafisi olmayan zararlara uğrattığının farkında olmuyoruz. Önüne katıp bizi oradan oraya savuran rüzgarın elimizden neleri aldığını görmek işimize gelmiyor. Girdiğimiz mücadeleden mağlubiyetle ayrılmanın bizleri üzdüğü de aşikardır. Hayatımızda gereksiz endişelere yer vermek bizleri hayata geçirmeyi planladığımız projelerimizi işleme koymaktan vazgeçirmekte bire birdir. Başarıya ulaşılmaması halinde zihinlerimizde oluşan karışıklıkların bizi oradan oraya sürüklemesi kaçınılmaz olacaktır. Sözünü etmiş olduğum sürüklenmelere meydan vermeye devam etmemiz halinde yaşadığımız her an önemini kaybedecek içimizi dolduran huzursuzluklar yer bulacaktır. Eğer kendimizi bahsettiğim esarete teslim edersek bizim biz olmamızda en büyük etken olan saygınlığımıza bir daha kavuşamamak üzere veda etmiş oluruz. Unutulmamalıdır ki saygınlık kazanımı zor kaybetmesi kolay olan benliğimizin en önemli yapı taşlarından birisidir. Bu taşın yerinden oynaması demek hayatımızda olumsuz değişikliklerin gerçekleşeceği anlamına gelmektedir. Eğer bizi biz yapan doğrularımızdan vazgeçersek bir daha çıkılması imkansız bir şarampolün dibini boylarız. Dibe vurmamanın yolu da hayatımızı işgal eden içimizde huzursuzluklara sebep olan gereksiz endişelerin bir an evvel zihinlerimizden temizlenip yok edilmesiyle olur. Kendi hayatımdan bir örnek vermek istiyorum. Bu örneklendirmeyi yapmamdaki tek sebep kaleme almakta olduğum bu yazımda neyin ne kadar önem arz etmekte olduğunu anlatmak isteğimden kaynaklanmaktadır. Okul yıllarımda rahatsızlığım başladı bu yüzden derslerimde gerilemeler başladı. Ailemin yüzünü yere düşürdüğüm kaygısına kapıldım. Bana bağladıkları umutlarını söndürdüğümü düşündüm. Yaşadığım rahatsızlığın her anına isyan etmekle zamanımın önemli bir kısmını boşa harcadım. İsyanımın boş olduğuna evlenip yuva kurduktan sonra kanaat getirdim. Bunu canımdan çok sevdiğim eşime borçluyum. Özetle hayatımızın gereksiz endişeler yüzünden mahvolması bize hiçbir şey kazandırmıyor aksine bir daha elde edemeyeceğimiz büyük kayıpların oluşmasına sebep oluyor. Kendimiz için açmış olduğumuz beyaz sayfanın güzelliklerle doldurulması için içimizi doldurmakta olan mutluluğumuzdan yüreklerimizin güzelliğe kavuşmasında büyük payı olan huzurumuzdan ödün vermemeliyiz. Eğer bahsetmiş olduğum şeylerden ödün verirsek ucu bucağı olmayan bir çıkmazın içerisinde oradan oraya sürüklenmekten geri kalmayız. Hiçbir zaman hayatımızı boş korkular doldurmasın etrafımıza insanları hayatla barıştıran yüzleri güldüren umut dağıtan hayattan kopmamamız gerektiğini bu güzel günlerin bir daha geri gelmeyeceğini gösteren bakışlar bırakalım. Elimize geçirdiğimiz hayatımızın dönüm noktası olabileceğini düşündüğümüz bizim için büyük önem arz eden fırsatları da kaybetmeden değerlendirmeyi bilelim.