Elinde bir cimdik kaya tuzu olan koşarak gelsin! Birçoğumuzun gördüğü, sesini duyuramadığı, kanayan yaraya el ele tuz basalım. Belki yara iyileşmez, amma kangren olmaktan kurtarabilir.
Kim bilir?
Yaraya tuz basınca, kan pıhtılaşır beklide akmaz kanama durur; yaralı kan kaybetmekten ve ölmekten kurtulur.
Son yıllarda, siyasetin emrine amade olan beyaz camda; insanların beyni nasıl yıkanır, düşünme yeteneği nasıl törpülenirin açık hava tiyatrosu oynanıyor.
Akşam kuşağında yayına giren diziler, kuşluk vakti ekrana gelen programların birçoğu negatif içerikli, acı ve gözyaşı yüklü.
Vuran vurana, öldüren öldürene!
Silahlı çeteler, teröre hizmet veren satılmış beyinler, onlarla mücadele eden güçleri temsilen, senaryolaşan dizi kahramanları, ellerinde uzun namlulu, ateş gücü yüksek silahlarla; sanki sıradan oyuncakmış gibi silahla oynuyor.
İzleyen, özellikle çocuk ve gençlerin bilinçaltına, sanki bilinçli şiddet kazıyor.
Eskiden, taaa 1953 yılında çıkan ve yürürlüğe giren 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer aletler hakkında çıkarılmış bir yasa yürürlükteydi.
Millet devlete bağlılığından, kanuna saygısından, silah taşımazdı. Taşıyanları da kolluk kuvveti yakalar; Hâkim huzuruna çıkartır; hâkimde hak ettiği cezayı verirdi.
Ya şimdi de öyle mi?
Ne gezer!
Molla Mustafa Barzani’nin(1) kuzey Irak’ını geçtik! En büyük anakent kentimizde, uzun namlulu silahlarla suç işlemek sıradan vakıa haline geldi.
Hem devlet erkânı yadırgamıyor, hem de halk bu neyin nesi diye hiç sormuyor.
İsterseniz İstanbul’da vuku bulmuş, 1-2 örnek bir olayı hatırlayalım.
Tarih 7 Ağustos 2018 (kaynak www.hurriyet.com).İstanbul’da Uzun Namlulu Silahlarla Soygun teşebbüsü!
Tarih 20.09.2018, Yer İstanbul Beşiktaş Tepecik! Uzun namlulu silahlarla lüks araçtaki kadına silahlı saldırı, vs vs. Bunun gibi daha çok haber var basında, isteyen herkes bu haberlere bir tık mesafede, kolayca ulaşabilir.
Yalnız İstanbul mu?
Böyle bir soru şaka için bile sorulmaz. Memleketin belli bir bölgesinde zaten uzun namlulu silahlar ruhsatlı.
İsterseniz şimdi de hep birlikte, reytingi yüksek, yayınlanacağı gün ve saati iple çekilen birkaç dizi adından söz edelim.
Çukur
Avlu
Eşkıya Dünyaya Hükümran olmaz
Kadın- Vs Vs.
Bunların hepsinde, silah var, kan var, şiddet ve kadına şiddet var! Birde “Koca Koca Yalanlar” dizimiz var ki evlere şenlik.
Bu dizi resmen ve alenen Müslüman mahallesinde salyangoz satıyor. Sözüm ona devleti yönetenler, pardon çok çok pardon; yönetemeyenler, Müslüman geçiniyor ya…
Neyse lafı çok uzatıp dağıtmayalım.
Şiddet içerikli dizilerin, topluma nasıl bir katma değer sağlayacağını, sorgulamak,, yaşanan toplumsal hukuksuzluğa katkısı araştırılmaya muhtaç değil mi?
Ayrıca devletin, kendi geleceği ve istikbali olan çocuk ve gençliği her türlü kötülükten korumak, asli görevi arasına girmez mi?
Girer düşüncesini paylaşanlar, özelliklede akademik eğitim alan ve eğitim veren kurumlar, sorumluluk taşıyanları; el birliğiyle uyarmayı ilke edinmeliler.
Haksızsın diyen 3 adım öne çıksın!