Eskiden karanfiller vardı sokağımda, ya da en azından ben öyle hayal ederdim, karanfil kokusunun avuçlarımıza, saçına dudaklarına, kirpiklerine kadar her yerine bulaştığını hayal ederdim. Mavi bir yorganının ucundan İzmir, saçlarının kahvesinde kıvrılıyordu.
Her seferinde ayakkabılarını başka bir köşesinde çıkarırdım odamın, her seferinde odamın başka bir köşesinden toplardın kendini. Sonra gidip karmakarışık kâğıtlara, olmadık kapkara bir fontla kendimi yazıp buruştururdum arkandan. Çıplak ayaklarının cilasız döşemelerimde bıraktığı buğuya ağlardım. Kendimi İzmir’e kapatmak isterdim, İzmir’i de arkada, odamın içinde bırakırdın.
Eleştirmekten kaçınmayın, bir çeşit karalama olarak yazılmıştı, üzerinde çok az oynama yaptım Hala içimde daha uzun bir yazının bir parçası olabileceğine dair tuhaf bir umut var..
2 comments
Eh işte, eklemelerle daha iyi olur. Şimdilik olmamış duruyor.
bir çeşit anı notları, ya da öylesine bir karalama gibi. Bir şey olsun diye yazılmadı, belki ilerde bir şey olur. Düşüncelerin için eyvallah