Kaygan bir zeminde yürüyordum sanrım…Ve bu sondaki “sanırım” lafını aslında olayı bilip bilmediğimden değil de, genelde önemli bir cümlenin içinde bulunması gerekir düşüncesiyle yazdım.
Herneyse……
Çünkü bir ara ayağım kaydı.Kötü bir duygu değil tabii..Ama sonunu merak edici bir şey olduğunu söyleyebilirim kişisel olarak.
Hemşire hanım beni tutmaya çalışırken neyse ki toparlanmıştım.Dedim ki:
-Vücudumda tuhaf kızarıklıklar oluştu…” Ne yapabilirim demeden cevabı hazır bir zeka bana söylmişti sonucu…..
-İleride resepsiyona gidin.Orada ödeme yapıp şikayetinizi bildirin.
“Tabii” dedim…Bu tip yerlerde bana yardımcı olan insanları gerçekten kutsal olarak görmeye başlamıştım..Aslında tam olarak neden diye bilmiyordum tabii.Ama kesin içlerde olan bir durumdu.
Ve dediklerini yaptım…olması gereken bir mutlulukla.
———-Bana dediler ki.
-Adınız
-bu
-Soyadınız
-o da bu.
Gibi birkaç şey ve para istediler.
Verdim…
Özel hastenede olduğum kendimi özel hissetmem gerekirdi sanırım ama bunu bile başaramadım.
“Şurası” dediler….”Köşeden dönün”
-Şu köşeden mi???”
-Başka yok zaten efendim…
-Çok özür dilerim. Heyecan sanırım.
Sadece soğuk gülümseme beni kendime getirirdi zaten.Çünkü düşünürdümki; o kadar insana ben gülümseyemezdim bile aldığı para karşılığında…..
Ama beni odasında ağırlama nezaketini gösteren doktor hanım gerçekten çok iyi bir insandı…Birkaç kere salak konuma düştüm ama hepsini anlayışla karşıladı ve benim uyuşturucu hapları almamı tasdiklemeyerek buna bir reçete vermedi.Durumum psikolojikmiş ama yine de haplara gerek yokmuş.Aslında en iyisiydi..Mutlu olmuştum…Birkaç kere boxerımın lastikleri gevşek olduğundan tuhaf görüntüler oluşturmasına rağmen bile önemsememiştim.O da önemsememişti.
Gülümüseyerek odasından çıktım..Sonra da hastaneden.Büyük bir ihtimalle o zaman da gülümsüyordum.Sağlıklıydım.Ve mutlu olmak için çok neden vardı herhalde.
Bende oldum…