İçimizdeki çocuk,
Hala cenin pozisyonundaki
Büyütülmüşlüğüm içindeki küçük
Kendime kızdığımda korkan
Bağırdığımda yüzünü elleriyle kapatan
Üzerime geldiğinizde ağlayan…
Şimdi uyku vaktin!
Bana korkularımı mı anlatacaksın yine
Kâbuslarımı sen mi kuruyorsun her gece
Sen mi vuruyorsun içime çaresizce!…
Durulmayan düşüncelerimi kördüğüm eden
İlmik ilmik bağlayan aklımı
Takıntılarım senin tutsaklığından mı?
Sen mi yaratıyorsun kaygımı
Boğazım düğümleniyor
Hatırlamıyorum bazen ismimi bile
Sen mi kapatıyorsun algımı
Memleket toprağı kokuyor
Ve şubat karında anne çorbası
Şarkılarda ağlayan sesimi duyuyorum
Kırıntılarımı topluyorum iş dönüşü
Seyrediyorum yavaş yavaş benliğimde kopuşu
Günden güne artıyor baş ağrılarım
Küçük ev kazalarım, dalgınlıklarım
Kendime mi saldırıyorum
İçime ağlayışlarım sana mı sızıyor
Uzaklaşıyorsun benden
Sen uzaklaştıkça
Korkmaya başlıyorum kendimden
Bir yabancıyı görüyorum kendime baktıkça
Anne sesiydi en başında
Şimdi bir tespihle sakinleşiyorum
Hani diyorum elimde bir şey olsun ardına saklandığım
Ya da duvar olsun arkamda
Sakladıkça tedirginliğimi
Aşikâr oluyorum
Ürkekliğimi görüyorlar mı?
Ya acı çekmemek için
İnsanlardan uzaklaşmamı…
Yasımı tutuyorum
Her parçam ayrı yerde
Ne kadar hatırda tutmaya çalışırsam anıları
O kadar çok unutuyorum
Ninnileri sen mi söylüyorsun bana
Acılarımı avutmak için
Sadece uyuyorum
Her hatamda başına vurduğum
Çimdiklediğim çocuk
İçimden ince sesi geliyor
Emekleme çağında,
Dilim sürçtüğünde karşıma çıkıyor
Elimden tut yürüt beni diye sesleniyor
Kırgınlığımı okşuyorum ilk defa
Bellek sükûnetin dibini görüyor
Bırakın, kendim için ağlıyorum bu defa.
H.KURUM
İSTANBUL/2015