Aralarında konuşuyordu insanlar, dönen bir dünya hakkında.
Evet dönüyordu herkesin dünyası, herkesin bir dünyası ve o dünyaların binlerce insanı…
Dünya ile ilgilenmiyordu.
Dönen şeyler arasında zirvedeydi başı.
Midesi boştu.
Başı dönüyordu.
Bu döngüde dört mevsimi yaşıyordu vücudu.
Bütün hava koşullarını iliklerinde hissediyordu,
Bir o sabitti, çakılıydı.
Başı dönüyordu, o değil.
Baharın gelişi, çiçeklerin açması umurunda değildi.
Midesine bir gün güneş doğmadı.
Bu sabah her zaman ki sabahtan daha açtı karnı.
Günlerdir bir şey yememişti.
Şöyle bir yutkunsa annesinin sütünün tadını anımsayacaktı.
O kadar azdı yediği şeyler, sayılır cinsten.
Ama soluduğu hava bedavaydı.
O kadar azdı yediği şeyler, sayılır cinsten.
Ama soluduğu hava bedavaydı.
Neyse ki, her gün geçtiği parkın önündeki çeşmeden su içiyor, içip giderken yarın yine geleceğini biliyordu
Çünkü;
havadan sudan konular en çok onu ilgilendirmişti hayatta, sadece onu.
-Seyit Akca