Yıllardır eskitmediğim tek dostum,kahverengi ajandamın her hangi bir sayfasını açıyorum.Şiirlerden,mektuplardan,notalardan uzak ter temiz bir sayfa.Cesaret,ne yazacağını bilmeden eline tükenmez kalemi alıp şuursuzca yazmaya başlamaktır.Yazıyorum…
‘’Nasılsın soyutluğum.Şuan zamanın bana verdiği yetkiye dayanarak karşına geliyorum kağıt kalemimle.Yoksa bende memnun değilim bu içinde bulunduğun satırlardan.Bu kadar mı çelimsiz olur ? Hem zaten benim yazımda çirkindir,bağışla.’’Anlatacak bir şeylerim kalmadı artık.’’ Derken yine cüretkar sayfalarım kollarını açıyor bana,bir sen yoksun işte şu ortamda.Bu yüzden yokluğunu anlatıyorum.Oysaki anlatacak pek bir şeyim yok.Gittin gideli sana olan hissiyatsızlığımla yerimde sayıyorum.Bazen aynı sahneyi tekrar oynuyorum,bazen oturup yüzlerce kez izliyorum,bazen geri kaçıyorum.Ama sana gelen yollarda bir adım mesafe dahi kath edemedim. Önceden yetenekli değildim ben,acım vardı.Üzüldüğüm bir geçmişim,canımı yakan cümleler,gece konuştuğum fotoğraflar vardı .Geçti bir şekilde hepsi,akrep tuttu yelkovanın elinden.Aldı savurdu anılarımızı.Bir şekilde gittiğin takvim kaldırılıp atıldı .Makyajı aktı gelişinin,tüm cazibesi artık yerle bir varlığının ! Acının pekine kaldık.
Durur mu tabii zaman,aldı başını gidiyor yine.Ocak geçti,Mart coktan kazma küreği yaktırdı.Haziran yaşandı da silindi hafızamdan, önümüz kış sevgili.Sonra tekrar yaz gelecek,tekrar tekrar aynı mevsimleri başka acılarla kovalayacağım.Acı eksik olur mu hiç ? Her mutluluk peşinde sürükler bir kaç hayal kırıklığını,tabii acıyı da.Ben ve benden olan her şey –buna sende dahil-tekrar gelişini ve buna mütakiben gidişini bekleyeceğiz.Belki o seferinde kendini de almayı unutmassın.
Artık adına şiirler yazmıyorum,sözlerine mektuplar postalamıyorum sonsuzluğa.Kağıt kaleme de fingirdemiyorum öyle,zaten pek bi kabiliyetimde kalmamış gibi açtığın yolda gösterdiğin hedefe istikdarlı bir şekilde yürüyemiyorum.Arada yalpalıyorum,önüme çatallaşan yollar çıkıyor.Yanlış yöne sapıyorum,yanlış hanlarda dinleniyorum.Pişmanlık duyuyorum bazen,bazen hiç bir şey umrumda olmuyor.Kim beni geçmiş,ne kadar süredir burdayım hiç biri keyfimi bozmuyor.Sonra uyanıyorum,nerdeyim ne yapıyorum kim oldum ben böyle ve en acısı da nerdesin diye şöyle bir yokluyorum.Sahi , nerdesin?Uzakta mısın yoksa yok mu oldun ütopyamdan?Konu sen olunca materyalist inançlarımda şahlanıyor.Diğer inançlarım zayıflıyor,inanmak istemiyorum.İnanmak demek,bir daha gelmeyeceksin demek.Oynadığımız sahneleri tekrar oynayamayacağız demek.Geri dönüşün olmadığını kabullenmek demek.İnanmıyorum ben,ne sana ne de gelecek güzel günlere.Zamandan bir şeyler ummayı bırakalı çok oldu,sana dokunmaya ramak kalmışken saldım ipleri.Geri de tutamadım zaten.
Nasılsın,umarım iyisindir.Özür dilerim pek iyi bir yazar değilim,şairhane bir şey de ortaya koyacak değilim.Pek güzel de değilim,ama benim vücudum kağıt kesikleriyle doludur.Keşfetsen bir beni anlarsın nasıl tutkulu sevdiğimi.Neyse,karşındayım hadi durma korunmadan sev biraz.Ya da basabilirsin tetiğe.Gerçi hiç ölecek halimde yok. ‘’