Siyah ölümün rengi değil yaşamın rengi olmalı. Karanlık bir denizde hangi dalgayla karşılaşacağını bilmeden kulaç atmak yaşamaya çalışmak. Işığı aradıkça daha da derine batıyorsun. Hayal ettikçe çaresiz hissediyorsun.
Yazarın sözcükleri sevmemesi gibi… Yazıyorsun çünkü yazarsın, yaşıyorsun çünkü insansın. Hissediyorsun çünkü hissizleşiyorsun.
Kusuyorsun çünkü miden bulanıyor. Çevrene bakıyorsun bir sürü boş çehre. Ah güzelim dünya ne halde. Bir yanda kendinden geçmiş bir ayyaş diğer yanda arzularına karşı koyan insan. Sen uyudukça karanlık içinde ışığı yanıyor evin bir yerlerde. İstemediğin onca şeye açıyorsun kollarını seve seve. Sonun başlangıcında parlıyorsun siyahın içinde. Evet siyah senin rengin senin tenin ölüm kokuyor sanki bu gece.
Ölüm kokuyor sanki yanlızlığın. Yalnız ve özgür bir kuş olmak isterken hiç düşündün mü esen deli rüzgarın seni yorabilceğini.. Pes edip başladığın yerden daha dibe düşebileceğini. İnsan ne garip yaratık. İstediği şey için herkesten kaçmak isterken ne kadar da sınırları zorluyor. Küçük yalnız ve özgür bir kuş. İsterken hiç düşündün mü aslında hiç istemediğini.
Ölüm kokan yalnızlık ? Ölüm kokan insan ruhları sokaklarda dolaşıyor. Her yerden insanların üzerlerine geliyorlar. Kaldır kafanı bak çıkar şu gözlüklerini aç gözlerini bak çevrende ne olup bitiyor. İnsanların kafesleri olduğu sürece özgür bir kuş olamayacaklar. Güzelim siyah nerde bu gece? Her gece gelen bir sessizlik. İstemediğin bir hayatta kaç gece mahsur kaldın ki? Kaldığın onca gecede nefesine işleyen kokunun senden yayıldığının farkına vardığında elinde olan ne sonuçta? Oturduğun kazıklardan sonra hangi odunu yontmaya çalıştın küçücük hayatında. Aldığın her nefes borcunda daha fazla ne kadar yaralayacaksın kendini dünyada? Ah güzelim Alirıza sen ne yaptın bunca zamanda?
Zaman ne kadar derin bir kuyu acaba? Karanlığın yetmiyormuş gibi o kuyunun sonunun ne zaman ve nasıl geleceğini bilmeden yaşamak. Yaşamak mı dedim? Savrulmaktı doğrusu. Rüzgara bırakmak lazım her şeyi. Ateş olup her şeyi yakmaktansa rüzgar olup küllerinden yeniden doğmak lazım. Su olup durulmaktansa zaman zaman rüzgar olup istediğin olana kadar her yeri alt üst etmek lazım. Toprak olup beslemektense dünyayı rüzgar olup atman lazım ölümü üstünden.
Var olandan kaçmak, kaçarken var olmak ? Hangi iki ayrım arasında yaşamak? Kazdığın onca kuyuda kaç tanesinde içeride kaldın acaba?
Hangi insanda buldun da çıktın aydınlığa?
Peki ya yalnızlığında, kaç kişi ile seviştin ruhunda?
Düşüncelerin sana ağır geldiğinde hangi cehennemi kattın hayatına?
Her seçtiğin yolda, kaç gece dedin neredeyim ben diye?
Her attığın adımda pişman olmaktansa ayaklarını yerden kesmeyi denedin mi ? Kuş olup uçmak, rüzgar olup savrulmak, insan olup harcanmak…
Peki ya benim aciz kuşum kaç kafesten kurtuldun eninde sonunda?
Hala bağlı olduğun hayatta kim bilir kimin kuşusun şu hayatta?
Şimdi kapat gözlerini karanlığa
Bırak aklındakileri bir kenara..
Sana doğru gelen şey diğerlerine göre en yanlış aslında.