“Ölümün olduğu bu dünyada hiçbir şey çok da ciddi değildir aslında”- Franz Kafka. Pek meşhur bu cümleyi her ifade edişimizde biraz daha gerçek anlamını kaybettiriyoruz. Biteceğini unuttuğumuz yaşamımızı kaygı dolu geçmesinin başlıca sebebi olduğumuzu inkar ettikce daha çetrefilli bir kurguya dönüştürüyoruz. Oysa her birimiz özgürlüğümüzden pek gösterişli şekilde bahsederiz. Klavye tuşundan farklı olabilmemizi sağlayan her bir özelliğimizi gömdükce daha çok aynılaşıyor, daha çok yaşamıyoruz. Estetik farklılıklarımız biricik özelliğimiz olarak kalıyor. Heideggerin ölüme bu kadar çok dikkat çekmesinin nedeni kuşkusuz Kafkanın başta belirttiğim meşhur cümlesinin anlamıyla aynı. Ama bizler o cümleyi de kendimize yaptığımız gibi içini boşaltarak yaşatıyoruz.
Bir şeyi ciddiye almamakla onun yaratabileceği sonuçları ciddiye almamak elbette farklıdır. Yüzeysel bir bakışla aynı gibi gözükse de öz itibariyle farklı amaçlar taşır. Yaşam boyunca karşılaştığımız olayların, yüzleşmemiz gereken çelişkilerin ve uzlaşmamız gereken saçmalıkların ciddiye alınmasındaki amaçtan bahsediyorum. Bu farklılık, fikrimce insanları ayrıştıran şeyin ta kendisidir. Ciddiye aldığımız şeylerin kurbanıyız. Ve ben ölümden başka bir şeyin kurbanı olmamayı seçiyorum.
2 comments
Mahsuru olmazsa sosylojik olarak naçizane bir ekleme yapmak istiyorum.”Estetik farklılıklarımız biricik özelliğimiz olarak kalıyor.” ifadesinin artık ”Farklılık yaratmayan farklılık,farklılık değildir.” önermesine dönüştüğünü düşünüyorum. Bunun sebebi trendleşip normlaşan fiziksel estetik ölçüleri ve buna karşılık geleneği tutanların kendi içlerinde aynileşmesi -bunun sebebi modern modanın hem farklı hem aynı bireyler yaratmak çabası ve imitasyon süreci olduğu söyleniyor- şeklinde bir ikilik (ki bunları ikiliğe indirmek toplumu gözetmek bakımından eksiktir) daha yaygın durumda gibi gözüküyor. Küreselleşmenin bir sonucu olarak yükselen bu trendlerin evet sizin de dediğiniz gibi ”klavye tuşlarından” bir değerler boşaltımı süregeliyor. Bunu yine kürselleşmeyle açıklayanlar ve aksine komplo olduğunu söyleyen tutucular ve milliyetçiler de vardır. Yazınızı tebrik ediyorum, oldukça aydınlatıcı buldum ve keyif aldım.
Müstakbel sosyolog olarak eklemendeki analizler ve felsefi yazmaya çalıştığım yazıdan sosyolojik gözlem çıkarıyor olmanız bana da keyif verdi. Teşekkür ederim.