yıl 1995 eylülün 23 ü dışarıda çiseleyen bi yağmur var kız kardeşimle kapımızın önünde oturduk ayaklarımızı uzatıyoruz ıslansın diye. Sokağı başında dayım yengem ve kuzenlerim geldiler içeri girdiler sonra arka sokakdaki kız ve annesi karşı komşular herkes geldi içerisi kalabalıklaşmaya başladı koltuklar doldu hatta dizlerinin üzerine oturmuşlardı ayakta kalanlar, çok mutluydum annem gitti gideli kimse gelmemişti evimize ve misafirlerimiz gelmişti. Aradan 2-3 saat sonra babam ve büyük dayım ellerinde kocaman tahta bi kutuyla eve geldiler. Oturma odasına sığmadığından sandalyenin üzerine salona koydular kutuyu… Anneannem çok ağlıyordu anlamıyordum herkes garipti. Minibüs geldi herkes bindi kutuyu da içeri tepeye kaldırdılar balıkesir e gidiyorduk annen oraya gelecek demişlerdi en son annemi istanbul da kartopu çiçekleri açtığında görmüştüm. Hatta bana ve kardeşime bez bebek yapmıştı. Köye gidene kadar uyumuştum.. Halalarım amcalarım herkes bizi karşıladı.. Annem gelecek diye yolun başına gittim beklemeye başladım.. Bir sürü sonra babamın getirdiği kutuyla herkes omuzlarında taşıyarak gidiyordu.. Yıllar sonra öğrendim ki o kutuda annemin olduğunu, O kutunun da tabut olduğunu… Bir insanı hiç gelmeyeceği noktada beklemeye bilirim… (6 yaşındayken annesinin öldüğünden haberi olmayan kızın yani benim hikayem)