“l’amour est a reinventer.
*Alakasız ve sarhoş kelimeler içerir.
şu an ne yapıyorum biliyormusun.
Bonk.
(Bizde hayat okunduğu gibi yazılır.)
Seni bana bağlayan ilmikleri müthiş çözüyorsun.
Başka bir yerdesin, beni dediğin kadar çok seviyorsun.
Bilhassa kalabalıklarda
Başbaşa nasılsak öyle seviyorsun.Muntazam.!
Başım dönüyor mesela şu an
Midem bulanıyor hafif.
Sonra esmer etin bir telefon kulübesinin yanında
Ençok buradan tanıyorum seni
Yoksa çok uzaktasın.
Senmisin o bile belli değil.
Ben garip hissediyorum kendimi.
Bunun şiiri olmaz.
Şimdi ben sırf bu sebeple seni geçiyorum.
Senin şiirin olmaz.
Sonra bir başka dünyadayız
Size bu dünyayı diyeyim biraz
Öncelikle lütfen damarlarımı biraz morfinle ovalamama izin verin
Çünkü başka türlü ben
Ben sizi görünce nasıl desem
Çiviler var. Bir sürü çivi. Biliyormusunuz.
Susuz yutuyorum hepsini.
En iyi şiir
Yazılırken en çok sigara içilendir.
Beni sevmeyin hiç lütfen gidip Sophia’yı sevin
Sophianın sakallarını ve ensesine düşen saçlarını
Sevin dudaklarının kenarlarını
Sophia Olga’nın en büyük erkek rakibi.
Beni öpmeyin Allah vermesin ıssırırım
Hrrr
Yeni bir dünyadayız ben burda size inanmıyorum
Bu dünyada mesela gamzeleriniz bile
Nasıl desem gamzeleriniz eskiden
Toprakta düğüm gibi duran papatyaydı
Bu dünyada gamzeleriniz bile güzel değil.
Belki de ben bana açmayan çiçekleri görmüyorum
Ama o çiçeklerin bana açmaması nasıl desem
Güzel değil.
Beraber olamadık beraber ölelim
Ben sana üç kez aşık oldum
Tanrı beni üç kez affetsin.
İcabında ben çünkü
Sana hafif kesik olduğumdan
Hani şu yukarıda anlattığım çivili mevzu
Hani bilirsin mesela herkesin yanında
Kalbalık herkes. Olmaması gerekenler.
Bir sürü adam diyorum allah için açma şu saçlarını
Giderken kapıda sana bir sarılırdım.
Sen bunları hep biliyordun
Sahi zaman unuttun.
Demirtaş’a oy vermeyen beni öpmesin.
Şimdi mevsim sarı,
Bir şarkı kendini tekrar ediyor kendini
Rahledenin etinde toprak rengini taklit etmesi gibi
Sesinde bir şelalenin döküldüğü yeri
Nefesinde lavanta bahçelerini
Boynunda,biliyorsun oraların hep şeker.
Aynı bunlar gibi işte bir şarkıda kendini taklit ediyordu
“Sen bana yar olmazsın yüzüme gülme gayri”
Diyordu
Ben sigaramdan bir duman alıyordum.
Seni öpüp çaydan bir yudum üstüne
Kıtlamanın mantığını şimdi anlıyordum.
Ben senden vazgeçtim.
Stop.
2 comments
”Seni öpüp çaydan bir yudum üstüne/ Kıtlamanın mantığını şimdi anlıyordum.” hocam tebrik ederim çok hoş bir yazı olmuş
Eyvallah kardeşim. Çok saolasın.